Türk basınının kaçırdığı ŞOK ayrıntıyı Almanlar yakaladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merkel arasındaki dünkü görüşme Alman basınının gündeminde. Türk basınının dikkatinden kaçan bir ayrıntıyı Almanlar yakaladı.
Almanya Başbakanı Merkel, daha önceki açıklamalarının aksine FETÖ tabirini ilk kez kullandı.
DW Türkçe'nin haberinde Alman siyasetçilerin genelde Gülen yapılanması tabirini kullandığı belirtilirken, Merkel'in FETÖ demesinin şaşırtıcı olduğu vurgulandı.
Öte yandan görüşmeye ilişkin analizde ortak basın toplantısında verilen mesajlar, insan hakları gibi konularda anlaşmazlıkların sürdüğü, ancak tarafların bu anlaşmazlıklara rağmen ekonomi, enerji, güvenlik gibi alanlarda işbirliğini devam ettirmek istediği şeklinde yorumlandı.
Ziyareti ve yapılan açıklamaları DW Türkçe için mercek altına alan Türkiye uzmanı Magdalena Kirchner, “Tarafların kendi kamuoyuna yönelik yürüttükleri söylem savaşı çok dikkat çekiciydi” dedi.
Uluslararası ilişkiler ve risk araştırma kuruluşu Conias’ın yöneticilerinden olan Kirchner, Erdoğan’a eşlik eden heyetin sosyal medya paylaşımlarına ve Türk basının yayınlarına işaret ederek,
“Türk tarafı, Almanya’nın Türkiye ile tekrar dost olmak istediği, bu nedenle çok özel bir karşılama yapıldığı yönünde yoğun bir kamuoyu iletişimi yaparken Alman tarafı da ‘yapılan her şeyin öyle kolayca unutulamayacağı’ yönünde art arda açıklamalarıyla bunu geri püskürtmeye çalıştı” diye konuştu.
Kirchner’e göre Merkel’in “FETÖ organizasyonu” tanımını kullanması iki liderin basın toplantısının en kritik ve şaşırtıcı anıydı, ama gündemdeki diğer konular nedeniyle dikkat çekmedi.
Kirchner, Alman başbakanın bu çıkışını, “Merkel’in FETÖ demesi gerçekten de son derece ilginçti, çünkü Alman siyasetçiler böyle bir tanımlama kullanmaktan kaçınır, Gülen yapılanması, hareketi der.
Ancak Almanya Başbakanı basın toplantısında Türkiye’nin tanımını kendi açıklamasında kullanmış oldu” sözleriyle yorumladı.
Ekonomik krizle mücadele eden Erdoğan’ın ziyaretiyle “Türkiye’nin Almanya’da dostları var” mesajını vermek istediğin aktaran Kirchner, “Merkel ekonomisi istikrarlı bir Türkiye’nin Almanya’nın çıkarına olduğunu yineleyerek istenen mesajı verdi. Ve doğrusu zaten bu tür üst düzey ziyaretlerin gerçekleşiyor olması bile başlı başına siyasi ve ekonomik mesaj içerir” dedi.
Kontrollü ve yapıcı bir dil
Berlin Ekonomi ve Hukuk Üniversitesi’nden (HWR) Doç. Dr. Ümit Akçay da iki ülke arasında gerilime yol açan görüş ayrılıkları aşılamamış olunsa da, liderlerin bir araya gelerek sorunları konuşabilmesini önemli bir adım olarak nitelendirdi.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akçay, her iki liderin ortak basın toplantısında oldukça kontrollü ve yapıcı bir dil kullandıklarına dikkat çekti.
ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar açıkladığı günlerde, Alman hükümet yetkililerinin çıkıp Türkiye’ye destek niteliğinde açıklamalar yaptıklarını anımsatan Akçay,
“Bu çok kritik bir destekti ve Berlin’de iki liderin birlikte basın toplantısı yaparak görüntü vermelerine varan sürecin temeli de muhtemelen o günlerde atıldı” diye konuştu.
Uluslararası alanda yalnızlaşan Erdoğan’ın ekonomik krizle mücadelede Almanya’nın desteğine ihtiyaç duyduğu, Berlin temaslarının bu nedenle önem taşıdığı belirtiliyordu.
Peki Erdoğan ziyaretiyle uluslararası topluma ‘Almanya Türkiye’nin yanında’ mesajı verilmesini sağlayıp istediği desteği alabildi mi?
Ekonomist Akçay, bu soruya “Evet, bence aldı” yanıtını verdi.
Merkel AB desteğine yanıt vermedi
Erdoğan basın toplantısında Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve AB’ye katılım müzakerelerinin canlandırılması beklentisini dile getirerek, “Almanya’nın vereceği desteğe de büyük önem veriyoruz” dedi. Merkel ise bu konulara hiç değinmemeyi tercih etti.