Fatih Erbakan’dan kritik uyarı:
Para kazanılır, toprak alınır ama bozulan nesil geri gelmez
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, S400 savunma füze sistemini, İstanbul Sözleşmesi ve yerel seçimlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Nurullah Alpay yeniakit.com.tr
Akit TV’de Vizyon programına katılmadan önce Yeniakit.com.tr’ye önemli açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, S400 savunma füze sistemini, İstanbul Sözleşmesi ve 23 Haziran seçimi sonrası oluşan siyasi atmosferi değerlendirdi.
Türkiye’ye teslimatı sürdürülen ve önemli bir kısmı Mürted Hava Üssü’ne getirilen S400 Hava Savunma Sistemi hakkında konuşan Fatih Erbakan, “Türkiye bağımsız bir ülke olarak istediği savunma füze sistemini alabilir” dedi. ABD’nin bağımlı bir Türkiye hayal ettiğini vurgulayan Erbakan “Önemli olan Türkiye'nin bir an evvel kendi yüzde 100 milli ve yerli silahlarını üretmesidir” ifadesinde bulundu.
“ABD kendisine bağımlı bir Türkiye hayal ediyor”
Asıl kurtuluşun milli ve yerli silahlardan geçtiğini söyleyen Erbakan “Türkiye bağımsız bir ülke olarak istediği savunma füze sistemini alabilir. Amerika burada kendisine bağımlı bir Türkiye hayal ettiği için buna karşı çıkıyor. Tabii biz bağımsız bir ülke olarak kendi savunmamız için neyi uygun ve gerekli görüyorsak bunu alma hakkımız var. Tabii burada önemli olan Türkiye'nin bir an evvel kendi yüzde 100 milli ve yerli silahlarını üretmesidir. Yabancı ülkelerden aldığınız silahlar tamamen üretici ülkenin kontrolünde oluyor. Kaynak kodları üretici ülkenin elinde oluyor. Acil bir durumda kritik bir anda kullanılamaz hale getirilebiliyor. Bu nedenle asıl bizim yapmamız gereken kendi savunma sistemimizi, silahlarımızı, uzun menzilli füzelerimizi, tankımızı savaş uçağımızı yapabilmemizdir. Asıl kurtuluş budur.” dedi.
“İstanbul Sözleşmesi büyük oyunun bir parçası”
Son günlerde İstanbul Sözleşmesi’nin güçlendirilmesi için toplantılar yapılmasının ardından kamuoyunda büyük tepki oluşmasıyla ilgili de konuşan Erbakan, “İstanbul Sözleşmesi ile ilgili teşkilatlarımız çok ciddi tepki ortaya koydular. Bildiriler dağıttılar, basın toplantısı yaptılar. Bunlar dış güçlerin özellikle Türkiye'de ve tüm dünyada oynadıkları büyük oyunun bir parçasıdır. Yapılan bilimsel araştırmalar ve makalelerde LGBTİ konusu normalleştirilmeye çalışılıyor.” İfadelerinde bulundu.
“LGBTİ nüfusun azaltılması için etkili bir silah”
Eşcinsel sapkınlığın küresel güçlerce yaygınlaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Erbakan, “Özellikle Hollywood'da son 2 senedeki filmlerde bu konu işlenerek normal gibi gösteriliyor. Neden çünkü, Dünya siyonizmi kendi dışındaki milletlerin nüfusunun artmasını ve sağlıklı bir toplumsal yapıya sahip olmasını istemiyor. Bu nedenle dünya çapında kısırlığın artışı için ellerinden geleni yapıyorlar. Genetiği değiştirilmiş tohumlar, GDO'lu gıdalar, ilaç sanayii, aşı sanayii ve çeşitli vasıtalarla kısırlığın yaygınlaştırılması, diğer taraftan neslin kesilmesi, çoğalmanın durması ve nüfusun azaltılması için de bu etkili olacak silah LGBTİ konusunu yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Bu tabii kesinlikle kabul edilebilecek bir durum değildir.” diye konuştu.
“Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmelidir”
Müslüman milletin değerlerine aykırı olan bu sözleşmeden derhal çekilmek gerektiğini belirten Erbakan “İstanbul sözleşmesinden bir an evvel Türkiye'nin çekilmesi gereklidir. Bizim milli ve manevi yapımıza inancımıza temel değerlerimize tarihimize ve mecliste çıkarılan bir takım kanunların kabul edilmesi mümkün değildir.” dedi.
“Para kazanılır, kaybedilen toprak alınır ama bozulan nesil geri gelmez”
AK Parti ve diğer siyasi partilere uyarılarda bulunan Erbakan, “Bir an evvel bu yanlıştan dönülmesi lazımdır. Para kaybedebilirsiniz bunu yeniden çalışarak kazanabilirsiniz. Allah muhafaza toprak da kaybedebilirsiniz, toprağı da tekrar savaşarak alırsınız. Ama bir nesli kaybettiğiniz zaman bunu bir daha kazanmanız mümkün değildir. O bozuk neslin getireceği diğer nesiller de bozuk olacağı için bir daha geriye dönülmeyecek bir noktaya gelinmesi sözkonusudur. Bu konuda hem devleti hem bütün sivil toplum kuruluşlarını hem de bütün siyasi partileri duyarlı olmaya çağırıyoruz. Özelliklede iktidarın bu konuda çok hassas davranarak bu gibi akımların engellenmesi bu gibi yanlışlardan dönülmesi için gerekli adımların bir an evvel atılması gerektiğini ifade ediyoruz.” ifadeleriyle tehlikeyi gözler önüne serdi.
“23 Haziran ile yeni bir siyasi atmosfer oluştu”
Yerel seçimleri de değerlendiren Erbakan, “23 haziran seçimleri sonrası siyasi bir atmosfer oluştu psikolojik olarak. Artık iktidar partisinin ve Cumhur İttifakı’nın işinin çok da geçmişteki kadar kolay olmayacağı ortaya çıktı. 23 Haziran'da sayın Binali Yıldırım ile sayın Ekrem İmamoğlu'nun arasındaki farkın çok astronomik şekilde artması, sayın Binali yıldırım'ın 31 Mart'ta aldığı oyun da çok daha altında düşmesi, yine Cumhur İttifakı’nın 11 ilde geriye düşmesi çok önemli göstergeler. Seçmenin yüzde 1617'ye tekabül eden kısmının sandık başına gitmemesi, seçmenin neredeyse yüzde 1720'lik kesiminin mevcut siyasi partilerden hiçbirinin umudunun kalmadığını gösteriyor. Bu nedenle 23 haziran seçimleri ile yeni bir siyasi atmosfer oluştu. Seçmenin psikolojisi ve siyasi psikoloji tamamen değişti. Artık seçmen yeni bir alternatif ve umudun peşindedir. Cumhur İttifakı’nın ve mevcut iktidar partisinin 2023 seçimlerinde ikili ittifakla dahi seçimi kazanması ve cumhurbaşkanlığını Tayyip Bey’in alması oldukça zor bir hale geldi.” dedi.
Yeni Akit Gazetesi