Erdoğan’ın Gerçek Yüzü
Tahran Zirvesi’ndeki diplomasi başarısına tüm dünya canlı olarak şahit oldu.
Soçi Zirvesi’ndeki insan odaklı diplomasi anlayışına da tüm dünya tanık…
Biliyoruz çok çalıştı...
Çok ter döktü ama sonuçta kazandı… İdlip Halkı için kazandı… İnsanlık için kazandı.
Şimdi İdlip’te bir tampon bölge oluşturulacak. Oradaki halkın güvenliği bu şekilde sağlanacak.
Düşünüyorum da…
Sümüklü Feto istediği kadar karalamaya çalışsın…
Darbeci Amerika istediği kadar darbe planlasın…
Yerli işbirlikçiler, İngilizanahtarları, Hamamönü çetesi, cüppelisi, bilmem nesi istediği kadar arkasından kuyusunu kazsın…
İdlip meselesinde de dünya Erdoğan’ı gerçek yüzüyle tanıma fırsatı yakaladı!
Soruyorum… “Gelin hep birlikte Suriye’yi terk edelim” diyecek yüreklilikte kaç lider var?
Dünya basını Erdoğan’ın diplomasi başarısını konuşuyor.
İslam dünyası teşekkür ediyor, dua ediyor…
Güç dediğin budur işte! Güçlü lider kişiliği budur.
Erdoğan Soçi dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlarken şöyle dedi:
“Tablo ortada. Lafta herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış. Bir ülkenin 22 üssü var, bir diğerinin 5 üssü var. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok. Parselasyon, şu, bu derdinde değiliz biz. Nihai düşüncemiz: Bir, anayasanın hazırlığı; ikincisi ise seçimlerin içeride ve dışarıda tüm Suriyelilerin katılımı ile yapılması. Bunun neticesinde orada kimler var ise gelin hep beraber Suriye’yi terk edelim. Bundan başka bir çıkış yolu olamaz.”
Vallahi hiç alçak gönüllü olmaya gerek yok…
Halihazırda dünya üzerinde tüm uluslararası meselelerde insan odaklı politika üreten…
Vicdanlı bir diplomasi dili kullanmayı tercih eden…
Suriye’deki vatandaşların can güvenliğini, milli çıkarlarının üzerinde gören…
Savaştan kaçan Suriyelilere Ensar ruhuyla kol kanat geren…
Zeytin Dalı Harekatı’nı bir tek sivile zarar gelmemesi için kuyumcu titizliğiyle yürüten…
Eli vicdanında başka bir lider yok!
Suriyelilerin can güvenliğini, toprak bütünlüğünü düşünerek, azami hassasiyetle diplomasi üreten başka bir lider yok!
Elhamdulillah, oy verdiğimiz, desteklediğimiz lider Erdoğan, alnımıza 1945’teki Boraltan Köprüsü gibi bir kara leke sürmedi. Başımızı öne eğdirmedi.
Hatırlarsanız 1945’te CHP iktidarı, Stalin zulmünden kaçarak Boraltan Köprüsü’nden geçerek Türkiye’ye sığınan 146 Azarbaycanlı aydını Stalin’e teslim etmişti!
Bu 146 aydın, Boraltan Köprüsü’nden geri dönerek Türk askerlerinin gözleri önünde, elleri bağlı halde infaz edildi.
Şimdi seçim öncesi katil Esed’in zulmünden kaçarak bize sığınan Suriyelileri, “Seçimlerden sonra ilk iş Suriyelileri geri göndereceğiz” diyen CHP’li Kılıçdaroğlu’yla, 1945’te Azarbaycanlı kardeşlerimizi Stalin’e teslim eden CHP kafasının ne farkı var?
Çok şükür, Allah bu milleti bir daha CHP gibi bir iktidarla imtihan etmedi! CHP gibi bir iktidarla başımızı öne eğdirmedi!
Allah ebeden razı olsun Reis’ten…
Sayesinde alnımız AK, yüzümüz AK…
***
Bu da Osmanlı’nın kurtuluşu için toplanan paraları cukkalayan CHP’li yüzü karalara gelsin…
Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,
Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.
Karası, karası, merhamet fukarası,
Karası, karası, merhamet fukarası,
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,
Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.
Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,
Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine.
MEHTAP YILMAZ YENİ AKİT