Ekrem İmamoğlu'nu zora sokacak sorular
Haber7.com yazarı Taha Dağlı, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'na mazbata verilmesinin öncesinde ve sonrasında yaşanan olaylar hakkında "Herkesin Başkanı" derken?" isimli bir köşe yazısı kaleme aldı.
İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
"Herkesin başkanı" İmamoğlu, mazbatayı aldı, muradına erdi ama şu sorular da mutlaka yanıt bulmalı.
AK Parti YSK’ya seçimlerin murdar edildiğine dair onlarca klasör dolusu belge ve delille iptal başvurusu yaparken ve bu başvuru süreci henüz başlamışken, İl Seçim Kurulu’nun İmamoğlu’na mazbata vermesi ne derece doğru ve objektif bir karardır?
Bu mazbata kararı, son sözü söyleyecek merci olan YSK’yı baskı altına almaya teşebbüs değil de nedir?
Yarın öbür gün YSK, AK Parti’nin haklı itirazlarını yerinde bulur da o mazbatayı geri alırsa, "mazbatamı verin" diye günlerce ortalığı ayağa kaldıran İmamoğlu, olası bir kaos ortamının hazırlayıcısı olmuş sayılır mı sayılmaz mı?
İl seçim kurulunun kararını da YSK’nın söyleyeceği son sözü de kenara bırakalım, diyelim ki 8,5 milyon seçmenin oy verdiği yarışı 13 bin kusur oyla Binali Yıldırım kazanmış olsa, CHP ve müttefikleri dünyayı ayağa kaldırır mıydı, kaldırmaz mıydı?
Bir de "acelen ne" tartışması var. İmamoğlu kendi aceleciliğini kabullenircesine Binali Yıldırım’a "sen de seçim gecesi zafer ilan etmiştin" demişti. O halde şimdi il seçim kuruluna sormakta da fayda var, YSK’nın kararını beklemeden mazbatayı vermekte neden acele edildi?
İmamoğlu mazbatayı aldı ama peki ya çalınan, yer değiştiren oylar, kayıt dışı seçmenler, korsan sandık başkanları, ne olacak?
Tüm bunlara bir söz söylemesi beklenen YSK’nın önüne bir duvar gibi "mazbata" örmenin açıklaması var mıdır?
"Mazbatayı verin" sloganlarını tribünlerde de söyleyenler oldu. Futbola siyaset bulaştırmak şık olmasa da neticede taraftar da bir seçmendir.
Ama Afrika’daki FETÖ’cülerin koro halinde "mazbatayı verin" şarkıları söylemesinin ne gibi bir manası vardı acaba?
İmamoğlu "ben herkesin başkanıyım" diyor. Kulağa hoş gelen güzel bir cümle.
Fakat dikkatli kullanmakta fayda var.
Çünkü İmamoğlu’nun mazbatayı alıp, göreve başlamasını hazır kıta bekleyen başkaları da var.
Kimler mi?
Seçimden önce yaptığı bir konuşmada Güneydoğumuzu "vaat edilmiş topraklar" diye tanımlayan HDP’nin eş başkanı Sezai Temelli, hem Ekrem İmamoğlu’na hem de Mansur Yavaş’a seslenmiş, açık açık "seçilirseniz HDP’nin oylarıyla seçileceksiniz, HDP’yi yok sayarak siyaset yapamazsınız" demişti.
Bu çok kafa karıştırıcı bir mesajdı.
Bir karşılığı var mıydı?
HDP seçmenini motive amaçlı bir söylemden mi ibaretti?
Yoksa arkasında pazarlık mı barındırıyordu?
Mesela İspark başta olmak üzere İBB’nin bir çok şirketine şimdiden malum parti referans gösterilerek binlerce iş başvurusu yapıldığı öne sürülüyor.
Mesele HDP ile kalsa tamam ama kalmıyor maalesef, tecrübe ile sabit, HDP’nin girdiği belediyeler zamanla başka yerlere dönüşebiliyor, o nedenle İmamoğlu "herkesin başkanıyım" mottasına bir şerh düşmeli, İstanbul şehrinin huzurunun bozulmasına asla müsaade etmemeli.
KAYNAK: HABER7