Saddam’ın idam kararını veren hakimin ibretlik sonu
Saddam Hüseyin’i yargılayan mahkemenin hakimi DEAŞ tarafından infaz edildiğini biliyor muydunuz?
2006 yılında ABD’nin de iznini alarak Saddam Hüseyin’i idam cezasına çarptıran hakim Raouf Abdul Rahman’ın DEAŞ militanları tarafından 2014 yılında kaçırılıp öldürüldü.
Raouf Abdul Rahman, sözde yargılama sonucunda 2006 yılında Saddam Hüseyin’i idam cezasına çarptırmıştı. Rahman, 16 Haziran 2014 yılında kaçırılıp ve iki gün sonra öldürülmüştü.
Ürdünlü milletvekili Khalil Attieh kendisine ait Facebook hesabında, Saddam Hüseyin’in davası sırasında özel mahkemenin başında bulunan hakim Raouf Abdul Rahman’ın kaçırılıp öldürüldüğünü yazmıştı.
AlMesyroon’un haberine göre milletvekili hesabında “Irak devrimcileri hakim Rahman’ı yakaladı ve Saddam Hüseyin’in intikamını almak için öldürdü’’ yazdı.
Milletvekili aynı zamanda Rahman’ın kadın kılığına girerek Bağdat’tan kaçma girişiminde bulunduğunu fakat bunun olumsuz sonuçlandığını da öne sürdü.
Bir başka Facebook habercisi ise eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Saddam Hüseyin’e en yakın isimlerden biri olan İzzet İbrahim El Duri oldu.
https://youtu.be/CP11iHRjvQ
Eski vekil direnişçilerin hakim Rahmanı kaçırmış olabileceklerini doğruladı.
Raouf Abdul Rahman 2006 Ocak ayında Saddam Hüseyin’in davasına bakan Rizgar Amin’in fazla hoşgörülü olması eleştirilince davayı devralmıştı.
Saddam Hüseyin kendisine yapılan suikast girişiminin ardından Düceyil kasabasındaki 148 kişinin mahkeme kararı ile öldürülmesiyle insanlığa karşı suçtan ölüm cezasına çarptırılmıştı.
1988 yılında yaşadığı kasaba saldırıya uğradığı için hakimin kararının taraflı olduğu iddia edilmişti. Söylentilere göre 80’lerde 5000 kişinin öldürüldüğü saldırılarda hakim birçok yakınını da kaybetti.
Yargılama biçimi ile sonrasında çokça eleştirilen hakimin ölüm korkusuyla 2007 Mart ayında İngiltere’ye sığınmak istediği söylenmiş, fakat söylentiler Irak Özel Mahkemesi tarafından reddedilmişti.
Saddam’ın Ünlü Savunması
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Halepçe Katliamını kendisinin değil İran’ın gerçekleştirdiğini söylediği ünlü savunmasında, hakim karşısındaki tavırlarıyla dikkatleri çekmişti.
Saddam Hüseyin, Mahkeme salonunda sergilediği tavırla, Hakimin ABD işgal mahkemesinin bir parçası olduğu mesajını verirken, heyeti zor durumda bırakmıştı.
Bunun üzerine ABD tarafından Saddam’ın aleyhine olacağı düşünüldüğü için canlı olarak yayınlanan Mahkemede değişikliğe gidilmiş, TV yayınları kesilmişti.
Saddam Hüseyin bu mahkemenin aldığı kararla, 2006 yılının Kurban Bayramı sabahı Şii lider Mukteda Sadr yanlılarının tezahuratları eşliğinde idam edildi.
Saddam’ın son sözleri “İran’a dikkat edin, asıl düşmanınız odur” olmuştu.
Mahkeme’den Diyaloglar
Saddam Hüseyin, yargılandığı mahkeme salonuna elinde Kur’anı Kerim ile girerek kendisine gösterilen bölüme oturdu.
“Yüzyılın Duruşması” olarak nitelen dava nedeniyle hakim karşısına çıkarılan Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, hakimin mahkemenin prosedürü gereği “ismini, mesleğini ve yaşını” sorması üzerine yanıt vermemekte ısrar etti. “Ne size yetki veren kurumları tanıyorum, ne de yalan üzerine kurulu hiçbir şeyi” diyerek direnen Saddam, hakimden kendi kimliğini açıklamasını istedi.
Mahkeme hakimi ve Saddam Hüseyin arasında geçen diyalogun bir bölümü şu şekilde:
Hakim: “Sayın Saddam, şu an Irak Ağır Ceza Mahkemesi’ndesiniz. Bu mahkeme özel bir mahkemedir ve sizi yargılamak üzere kurulmuştur. Şimdi kimlik tespitinizi yapacağız. Lütfen kim olduğunuzu ve yaşınızı söyler misiniz?”
Saddam: “Beni siz çok iyi tanıyorsunuz. Benim kim olduğumu biliyorsunuz. Kimliğimle ilgili herhangi bir açıklama yapmak istemiyorum. Bu soruya yazılı olarak yanıt verdim ve bunu size gönderdiler. İnsanlar yazılı mektuplardan korkuyorlar galiba. Hiçbirinize nefret beslemiyorum.
Özellikle Irak halkına çok büyük bir saygım var. Bu sorunuzu yanıtlamayı reddediyorum. Bu meşru bir mahkeme değildir. Ben anayasal haklarımı savunmak istiyorum. Herhangi bir şekilde devam etmeyeceğim. Bu mahkemenin olumsuz yönlerinden biri şu; ben size bu yetkiyi kimin verdiğini bilmiyorum. Bunların hepsi bir adaletsizlik örneğidir diye düşünüyorum.”