Kansere neden olan 10 besin açıklandı.!
Tükettiğiniz yiyecek ve içecekler, vücudunuzun hastalıklarla savaşmak için kullandığı enerji kaynakları, beden sağlığınız açısından kritiktir. Bazı gıdalar, vücudunuz için diğerlerine kıyasla daha kötüdür ve birçok hastalık söz konusu olduğunda riski artırırlar.
Genetiği değiştirilmiş gıdalar: Sürekli olarak büyüyen genetiği değiştirilmiş ürün sanayisi, evlerimize hızla sızıyor. Bu yeni sayılabilecek uygulama, birçok tartışmanın kaynağı haline gelmiş durumda. Uzmanlar, GDO'lu gıdaların binlerce ürünün içindekiler listesine girmelerinden önce yeterli miktarda test yapılmadığı konusunda hemfikirler. Nerede olursa olsun, GDO'suz etiketlere bakmak gerekiyor.
Mikrodalga mısır: Kimyasal kaplı paketinden içeriğine, mikrodalga mısır, dünya genelinde akciğer kanseri tartışmalarının tam ortasında bulunuyor. Organik olmadıkları sürece mısırların ve kullanılan yağın muhtemel GDO'lu olmasının yanı sıra, yapay tereyağından yayılan buharda insanlar için zehirli olan diasetil maddesi bulunuyor.Konserve ürünler: Konserve kutularının çoğunluğu, deney farelerinin beyin hücrelerinde genetik değişimlere sebep olduğu bilinen bisfenolA (BPA)adlı madde ile kaplanıyor. Bu madde birçok plastik üründe, termal kâğıtlarda, su hatlarında ve birçok dental bileşimde de kullanılıyor.
Çiftlik balıkları: Ticari çiftlik balıkçılığı, inanılmaz sayıda balığı kalabalık bir ortamda yetiştirmek demektir. Tüketilen somon balıklarının %60'ı, antibiyotiklere, böcek ilaçlarına ve çeşitli kanserojen kimyasallara maruz bırakıldıkları çiftliklerden geliyor. Ayrıca doğal hayattaki somonlar kadar omega3 içermiyorlar.
Salamura ve füme gıdalar, turşular: Bu ürünlere raf ömürlerini uzatmak amacıyla nitrat gibi koruyucular ekleniyor. İşlenmiş gıdalarda kullanılan katkı maddeleri, zamanla vücutta birikebiliyor. Bu zehirler, nihayetinde hücresel seviyede hasara sebep oluyor ve kanser gibi hastalıklara yol açıyor.
Izgara kırmızı et: Izgara yapılan gıdalar çok lezzetli olsalar da bilim insanları eti bu şekilde hazırlamanın heterosiklik aromatik amin adındaki kanserojen bir maddenin ortaya çıkmasına sebep olduğunu keşfettiler. Kırmızı et ızgara yapıldığında, etin kimyasal ve moleküler yapısı değişiyor.
Rafine şeker: En büyük tehlike, yüksek früktozlu mısır şurubunda ancak esmer şeker bile tat ve renk için eklenen melaslar ile ciddi derecede rafine ediliyor. Bunlar, insülin iğnelerinin ve kanser hücresi gelişimin kaynaklardan biridir.
Hidrojene yağlar: Sebze yağları, kaynaklarından kimyasal yollarla çıkarılırlar, sonrasında kimyasal yollarla işlenirler ve renk ve tat değişimi için daha da fazla kimyasala maruz kalırlar. Sağlıksız omega06 yağları ile doludurlar ve hücre zarlarının yapısını değiştirdikleri kanıtlanmıştır.
Gazlı şekerli ve karbonlu içecekler: Gazlı – şekerli içecekler, yaklaşık 20 yıldır sağlık tartışmalarının merkezindeler. Yüksek früktozlu mısır şurupları, renklendiriciler ve daha birçok kimyasalla dolu olan bu içecekler, sağlık açısından son derece tehlikeliler. Besinsel değerleri sıfırdır ve diğer gıdalardan aldığımız besleyici maddeleri yok ederler. Etikete 'diyet' yazısını görmek ise aynı zamanda da aspartam tükettiğimiz anlamına gelir – ki aspartamın fare zehrinden pek bir farkı yoktur.
Beyaz un: Un rafine edildiğinde, tüm besinsel değeri sıfırlanır ve sonrasında tüketicilere daha çekici görünmesi için klor gazı ile beyazlaştırılır. Unun glisemik indeksi oldukça yüksektir; yani herhangi bir besinsel katkı sağlamadan insülin seviyenizi artırır.