Auto-Created-3
21 Aralık 2018 ( 1394 izlenme )
Reklamlar

Asıl mesele

Patriot geliyor S400 işi yatıyor mu?

.



Asıl maksat para kazanmak mı?

 

Yoksa Türkiye’yi hizaya getirip, geleneksel ‘askeri bağımlılık’ ilişkisine geri zorlamak mı?

Ya da ikisi birden olabilir mi? 

 

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 3.5 milyar dolar değerindeki Patriot hava ve füze savunma sistemlerinin Türkiye’ye satışına onay verdiği haberi, bu soruları akıllara düşürdü.

Haber, benim aklıma bir de, 2017 Kasım ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında yapılan telefon görüşmesinde geçen diyalogları getirdi.

Yazmıştım, bir daha hatırlatayım;

Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye meselesinden söz açıp, telefonun öbür ucundaki muhatabına, “Sayın Başkan, PYD’ye verdiğiniz silahlar meselesi ne olacak?” diye soruyor.

Trump, gökyüzünden gezegenimize yeni inmiş bir uzaylı gibi cevap veriyor:

“Ne silahı? Bu silahları parasız mı alıyorlar? Olmaz böyle bir şey. Bu işi durdurmaları için hemen talimat veriyorum!”

Para konusu görüşmenin devamında bir kere daha gündeme geliyor.

Bu defa Trump, Erdoğan’dan ricacı oluyor:

“Lütfen bu S400 meselesinden vazgeçin” diyor.

Bunun üzerine Erdoğan, Patriot hatırlatmasında bulunuyor.

“İyi ama bizim acil hava savunma sistemine ihtiyacımız var. Parasıyla almak istediğimiz halde, bize Patriot füzelerini satmaya yanaşmadınız” diyor.

Sonra diyalog şu şekilde devam ediyor:

Trump: Siz bu Patriot füzelerini parayla mı satın almak istemiştiniz?

Erdoğan: Elbette...

Trump: Ben bunu bilmiyordum. Şimdi McMaster’a (Dönemin Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı) hemen söylüyorum. Gerekeni yapacaktır.

TRUMP GELECEK PARAYA BAKIYOR AMA DİĞERLERİNİN DERDİ BAŞKA

Bu telefon görüşmesinin üzerinden 13 ay gibi bir süre geçtikten sonra, araya başka bir sürü kriz konuları girip çıktıktan sonra Patriot Savunma Sistemi’nin Türkiye’ye satışı için onay verildiğine dair haberler gündeme geldi.

Diğer taraftan Reuters Haber Ajansı’nın bu haberin nasıl anlaşılması gerektiğine dair düştüğü şerhi dikkate almadan işe oldubitti gözüyle bakmak da mümkün olmuyor.

Ajansın dediği şu:

Bu bildirim ABD düzenlemelerine göre yabancı bir ülkeye silah satışının onaylandığını gösteriyor, ancak satış anlaşmasının imzalandığı veya satış müzakerelerinin tamamlandığı anlamına gelmiyor.

O halde, bu olup bitenlerden ne anlamalı, gidişatı nasıl yorumlamalı?

Trump açısından önceliğin para kazanmak olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi olmasa gerek.

Etrafından gelen telkinler nedeniyle S400 işinden vazgeçin dese de, o aslında ticari mantıkla hareket ediyor.

Ama ‘etrafındakiler’ ya da Türk Amerikan ilişkilerine sadece ‘duygusal’ gerekçelerle bakmayanlar için durum biraz daha farklı.

En kestirme haliyle vurgulayalım:

Oradaki öncelik, Patriotların satışı değil, Ankara’nın S400 işinden vazgeçmesi.

Mesele, bugünlerde yeniden dillendirildiği gibi Rus yapımı savunma füzelerinin NATO sistemini olumsuz etkilemesinden duyulan endişelerden kaynaklı olmasa gerek.

Çünkü Türkiye, S400’lerin “Dost düşman tanımını NATO’nun taleplerine uygun şekilde uyarlayacağını” garanti etmiş durumda.

Zaten bu garanti verileli beri, NATO üzerinden gelen ‘endişe beyanatlarının’ kesildiğini, hatta Türkiye’nin bu füzeleri satın alma hakkı olduğunu belirten ifadelerin kullanıldığını biliyoruz.

O halde geriye yalnız bir ihtimal kalıyor.

ABD aslında, Türkiye’nin askeri açıdan kendisine olan bağımlılığının azalmasından kaygı duyuyor.

2019’DA S400 BASKILARI ARTABİLİR

Reuters’in izahatında da geçtiği gibi, Patriot füzelerinin Türkiye’ye satışına onay verilmesine rağmen anlaşmanın henüz imzalanmamış olmasını da şu şekilde anlamak doğru olacaktır:

ABD tarafı, muhtemelen imzaların atılmasını Türkiye’nin S400 işinden vazgeçmesi şartına bağlayacaktır.

Peki, bu durumda Ankara’nın tutumu nasıl olur?

Aslında yeni bir bilgiye ihtiyaç yok.

Evvelsi gün Meclis’te “S400 füze alımı ile F35 savaş uçağı projesi uyumsuzluğu ülkemiz için sorun yaratacak mı?” diye soran CHP milletvekili Bayram Yılmazkaya’ya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun verdiği cevaba bakalım:

“S400 tedariki, ülkemizin acil ve kısa vadeli güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Bu sistemin F35 uçaklarına ve NATO sistemlerine zarar vermeyecek şekilde bağımsız kullanılması için gerekli önlemler alınacaktır. Bu konuda hassasiyet gösteren ABD makamlarıyla da temaslarımız devam etmektedir.”

İşin aslı bu sözler şu duruşun bir tekrarı anlamına geliyor:

Ankara, “Hem S400, hem de Patriot füzelerini satın alabilirim” diyor.

Tabi, Washington’un iyi bir orta yol formülü olabilecek bu çözüme de sıcak bakmadığı ortada.

O nedenle S400 füzelerinin ilk partisinin Türkiye’ye teslim edileceği tarih olan Temmuz 2019’a kadar geçecek süreyi, Ankara üzerindeki baskıların yoğunlaşarak artacağı bir dönem olarak öngörmek yanlış olmayacaktır.
Mehmet Acet 

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Değişim gerekiyordu Kurusu Yaşı farketmiyor bir avuç bile yemek bedeni tepeden tırnağa yeniliyor! Son anket sonuçları açıklandı! İşte İstanbul'da oy oranları Bu ürünü eken çiftçi yaşadı! Alım garantisi geliyor