Sarhoş bir adam elinde şarap şişesiyle sallana sallana caminin önünden geçerken tam o anda vakit namazı bitmiş cemaat dağılmaktadır.
Sarhoşun o hâli camiden arkadaşlarıya çıkan bir dervişin dikkatini çeker, derviş arkadaşlarına göstererek şu adamla konuşacağım deyince
arkadaşları, “Ya bırak adam zaten sarhoş ne konuşacaksın ne anlatacaksın hâle bak ayakta zor duruyor bırak başına iş alacaksın” deyince
Derviş “Mübarekler o da bizim gibi Allah’ın yarattığı bir kul değil mi? Hem Peygamber Efendimiz – Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, elinizle düzeltemiyorsanız dilinizle düzeltin, dilinizle de düzeltemiyorsanız kalbinizden buğz edin, bu da imanın en zayıf noktasıdır buyurmuyormu?” diyerek arkadaşlarını dinlemez ve sarhoş adama seslenerek yanına gider ve derki:
“Birader şu elindeki şişeyi bana versene. Sarhoş şaşkın bir şekilde adama bakarak:” Sen daha şimdi camiden namazdan çıktın be adam , şarabı ne yapacaksın?” Derviş cevap verir: “Şarabı alıp şu gördüğün caminin içine dökeceğim.”
Sarhoş hiddetlenerek kızğın bir şekilde dervişin üzerine yürüyerek : “Sen Allah’ın evine nasıl şarap dökersin, nasıl müslümansın sen, olacak iş mi bu, Allah’tan korkmazmısın.
Ben kırk yıldır şarap içerim, amma ve lâkin böyle bir şeyi asla yapmam. Şarabıda sana bu iş için asla vermem. Haydi git başka kapıya. Beni bulaştırma ben Allah’tan korkarım.” der. Der demesine de ama tam da dervişin istediği cevabı vermiştir aslında.
Derviş ustaca koyar taşı gediğine: Be adam sen şu kul yapısı taştan topraktan yapılmış binanın Allah’ın evi olduğunu bilirsin, mübârek bir yer olduğuna inanırsın, içine de saygından dolayı şarap döktürmezsin.
Eyvallah. Amma nasıl olurda Allahu Tealanın kendisine kul olup ibadet etmeni istediği için sana rahmeti ve lutfu ile emanet ettiği şu mükemmel ve muazzam beden sarayının içine şarap dökersin.?
Selam ve dua ile…