MELEKLERİN KATILDIĞI TOPLANTI
Peygamber Efendimiz buyurdu ki: Cenabı Hakk’ın, yeryüzünü dolaşan, “Tavvafûn” adlı melekleri vardır.
İSLAM VE YAŞAM
Peygamber Efendimiz buyurdu ki: Cenabı Hakk’ın, yeryüzünü dolaşan, “Tavvafûn” adlı melekleri vardır. Bunlar Allah’ın adının anıldığı, ilim ve zikir meclislerini dolaşırlar. Sonra da Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkarlar. Rabbimiz (her şeyi bilmesine rağmen) meleklerine sorar:
Allah’ın emirleri doğrultusunda meleklerin katıldığı toplantılar…
Peygamber Efendimiz buyurdu ki: Cenabı Hakk’ın, yeryüzünü dolaşan, “Tavvafûn” adlı melekleri vardır. Bunlar Allah’ın adının anıldığı, ilim ve zikir meclislerini dolaşırlar. Sonra da Cenabı Hakk’ın huzuruna çıkarlar. Rabbimiz (her şeyi bilmesine rağmen) meleklerine sorar:
Kullarım ne yapıyorlardı?
Ya Rabbi, Seni tesbih ediyorlardı. Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahu ekber, diyorlardı. Onlar Senin kusursuzluğunu ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu düşününce, kalp ve gönülleri dolu dolu “Sübhanallah”; sayısız nimetlerini onlara ikram etmene karşılık “Elhamdülillah”; yarattığın varlıklar üzerindeki sanatını, azamet ve yüceliğini seyredip hayranlıkla “Allahu ekber” diyor ve zikrediyorlardı.
Peki, onlar Beni gördüler mi?
Hayır, Ya Rabbi, görmediler.
Ya görselerdi!..
Yani, o zaman delicesine bir iştiyakla bunları söyleyeceklerdi.
Kullarım ne istiyorlar?
Cennetini istiyorlar.
Onlar Benim cennetimi gördüler mi?
Hayır, görmediler.
Ya görselerdi!..
Evet, görselerdi çok daha şiddetli ve arzulu bir şekilde isterlerdi.
Onları kendilerini hangi şeyden korumamı istiyorlar?
Cehenneminden.
Onlar cehennemi gördüler mi?
Hayır, görmediler.
Ya görselerdi?
Tabii, müthiş bir korkuyla ondan kaçar ve korunmak için çok daha fazla yalvarırlardı.
Meleklerim, sizler de şahit olun, Ben onların hepsini affettim.
Meleklerden biri sorar:
Ya Rabbi, onlar arasında birisi daha vardı ki, meclise başka bir iş için gelmişti; niyeti zikir değildi. Allah Teâlâ buyurur:
Onlar bir topluluktur, onlarla oturan mahrum bırakılmaz. O da zikredenlere dâhildir.[1]
[1] Buhâri, Daavât 66; Müslim, Zikr 25
Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları