Mekke’ye doğru geliyordu savaş gemileri. Tarihler 1500 idi. Portekiz gemileri yıkacaktı Mekke’yi karşısında o zaman Memlükluler vardı. Hiç bir yapamıyordu Memlûkluler. Ve gittikçe yaklaşıyordu Portekiziler. Ciddeye geldiler bombaladilar hala kimse durduramıyordu. Memlûkluler tüm ordularını dizmisti sınıra ama nafile çünkü karşılarında Portekiz gemileri
vardı. Ve çıktılar karaya yemeni dahi ettiler işgal. Portekiz kaptanı bir mektup gönderdi Avrupa’ya. Alçakça ve alçakca. “”400 Portekizli süvarinin Cidde yakınlarına inmek üzere birkaç tafari’ye (tekneye) binmeleri, Cidde’yi ele geçirmeleri, sonra Mekke’ye ilerleyip şehri ve Mukaddes Emanetleri soyup soğana çevirmeleri, nihayet Medine’de
Peygamber Muhammed’in mezarının Avrupa’ya kaçırılması ve Kudüs’te Makamı Mukaddese’ye karşı rehin olarak Avrupa topraklarında tutulması kolay bir iştir.” Gözü dönmüştü herifin. Kibir abidesi olmuştu karşısında güç görmeyince. Adı Albuquerque idi. Ebabiller belki tekrar harekete geçmek izin istiyordu. Ama hayır gökten gelen hiç bir kuş yoktu.
Fakat gelen kuşlar olmadığı gibi Memlûk ordusuda biraz çekildi. Nere gidiyordu bunlar hem de burada böyle bir tehlike var iken. Ardından bir yıl geçmedi Hz peygamberin kabrini çalacağıni sanan ahmak ölmüştü ama Portekiz ordusu orda idi harekete geçecekti. Fakat bir mektup geldi gelen haber çetindi çok durmadilar çekildiler. Çekildi demeyelim korktular. Bir daha adım dahi atamayacaklardi
bu topraklara. Çünkü gelen mektupta bir haber vardı. “Sultan selim Memlûkluleri yendi. Buralar artık Osmanlı toprağıdır” bu hüküm yetmişti bile. Artık bitmişti Portekiz’in hükmü. Müslümanların koruyucusu, Mekke ve Medinenin hizmetkârı geliyordu. Yavuz Sultan Selim Han geliyordu. Osmanlı’nın ismi dahi yetmişti cisminin ağırlığına.Cismi gelmeden ismi kovmuştu Avrupa’nın köpeklerini. (Beğenerek veya paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını ve daha fazla insanın bilinçlenmesini sağlayabilirsiniz şimdiden teşekkürler Allah’a emanet olun)