Auto-Created-3
15 Nisan 2018 ( 2159 izlenme )
Reklamlar

BİR GÜN KALA TÜRKİYE'YE TAM DESTEK

BİR GÜN KALA TÜRKİYE'YE TAM DESTEK 

Müttefiklere Türkiye'ye daha fazla destek çağrısında bulunuyorum'
AA |  15 Nisan 2018 Pazar 
Türkiye'ye yapacağı resmi ziyaret öncesinde Anadolu Ajansı'na konuşan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırlarına yakın yerlerde sağladığı altyapı, terör örgütü DEAŞ'la mücadelede kilit rol oynamıştır. Türkiye, NATO müttefiklerinin ve DEAŞ'a karşı Uluslararası Koalisyon'un çabalarına büyük katkı sağlamış ve çok önemli bir rol üstlenmiştir" dedi. Tüm müttefiklere Türkiye'ye daha fazla destek sağlama çağrısında bulunan Stoltenberg, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Esad rejimine operasyonuna ise tüm NATO müttefiklerinin tam destek verdiğini belirtti.

'Müttefiklere Türkiye'ye daha fazla destek çağrısında bulunuyorum'
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg,  NATO'nun destek için Türkiye'de ciddi bir mevcudiyeti olduğuna dikkati çekerek  "Tüm müttefiklere Türkiye'ye daha fazla destek sağlamaları konusunda çağrıda  bulunuyorum." dedi. 

Stoltenberg, 16 Nisan'da Türkiye'ye gerçekleştireceği resmi ziyaret  öncesinde Brüksel'deki NATO karargahında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
 
Ziyaret kapsamında görüşülecek olan Zeytin Dalı Harekatı, terörle  mücadele, Suriye, Doğu Guta gibi birçok kritik konuya ilişkin açıklamalarda  bulunan Stoltenberg, Türkiye'nin NATO için değerli ve stratejik öneme sahip bir  müttefik olduğunu vurguladı.
 
AA'nın NATO Genel Sekreteri'ne yönelttiği sorular ve Stoltenberg'in  cevapları şöyle:
 
"Ziyaretin temel amacı Brüksel Zirvesi'ne hazırlık"
 
SORU: Sayın Genel Sekreter, en son Türkiye ziyaretinizi Eylül 2016'da,  başarısız darbe girişiminin hemen ardından gerçekleştirmiştiniz. Bu defaki  ziyaretinizin amacı nedir? Resmi temaslarınız ve Türk yetkililere vermek  istediğiniz temel mesaj ne olacaktır?
 
CEVAP: Türkiye ziyaretimin temel amacı temmuz ayında Brüksel'de  düzenlenecek NATO Zirvesi'ne hazırlık yapmak. 2014 yılında göreve başladığımdan  bu yana Türkiye'ye birçok ziyaret düzenledim. Ziyaretimde Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı  Nurettin Canikli'yle görüşeceğim.
 
Türkiye, birçok nedenden dolayı çok değerli ve kilit bir müttefik  olduğu için Ankara ziyaretimi sabırsızlıkla bekliyorum. Türkiye başta stratejik  konumu olmak üzere pek çok nedenle önemli bir müttefik. Dolayısıyla NATO'nun daha  zorlu bir güvenlik ortamına nasıl adapte olacağı konusu gibi birçok önemli hususu  ele alacağımız zirveye hazırlık için Türk liderlerle istişareler yürütmek büyük  önem taşıyor.
 
Aynı zamanda Irak'ta NATO’nun bir eğitim misyonu başlatması yönünde  planlama çalışması içindeyiz. Bu çerçevede Iraklı askerlere eğitim vereceğiz,  askeri akademi ve okullar inşa edeceğiz. Böylelikle Iraklılara kendi ülkelerini  istikrara kavuşturma imkanı ve terörle mücadele konularında destek sağlayacağız.  Bu, Türkiye dahil tüm müttefikler için önemli.
 
SORU: Irak'taki eğitim misyonunda Türkiye özel bir rol üstlenecek mi?
 
CEVAP: Türkiye bu konuya çok destek veriyor. Tabii ki Türkiye misyonun  hazırlık çalışmalarının ve karar alma mekanizmasının bir parçası. Daha önce de bu  konuyu Türk yetkililerle konuştum. Türkiye'nin tam olarak nasıl bir rol  üstleneceğini söylemek için henüz erken. Ancak Türkiye'nin eğitim faaliyetlerine  katkıda bulunacağını umuyorum.
 
"Tüm müttefiklere Türkiye'ye daha fazla destek sağlama çağrısında  bulunuyorum"
 
SORU: Terörle mücadelede NATO’nun Türkiye’ye gerekli desteği vermediği  Türk kamuoyundaki hakim kanaat. NATO bu konuda neler yapıyor? İttifakın  Türkiye’ye sağladığı katma değer nedir?
 
CEVAP: Biz dayanışma içinde hareket eden 29 müttefikten oluşan bir  ittifakız. Birbirimize destek veriyoruz ve NATO da Türkiye'yle dayanışma içinde.  Türkiye NATO için önemli ancak NATO da Türkiye için önemli. İttifak, "Birimiz  hepimiz, hepimiz birimiz için" ilkesine dayanıyor.
 
Türkiye'ye destek veriyoruz. Bazı güvence tedbirlerimiz mevcut.  Örneğin Türkiye'nin hava sahasını korumak için ülkeye füze bataryaları  konuşlandırdık. İtalya ve İspanya'nın Türkiye'de Patriot ve SAMPT bataryaları  bulunuyor. Aynı zamanda erken uyarı ve gözlem uçakları (AWACS) Türk hava  sahasında keşif uçuşları yapıyor. Diğer yandan Doğu Akdeniz'deki deniz kuvvetleri  varlığımızı da artırdık. Altyapı, tatbikatlar ve İzmir'de konuşlu NATO Kara  Komutanlığı (LANDCOM) gibi diğer bazı unsurlarla da Türkiye'ye destek veriyoruz.
 
Türkiye'de ciddi bir NATO mevcudiyeti var ancak tüm müttefiklere  Türkiye'ye daha fazla destek sağlama çağrısında bulunuyorum.
 
 NATO Türkiye'ye aynı zamanda siyasi destek de veriyor. Çünkü hiçbir  NATO müttefiki Türkiye kadar terör saldırılarına maruz kalmamıştır. Türkiye aynı  zamanda 2016 yılında başarısız bir darbe girişimi de yaşamıştır.  NATO  Türkiye’deki demokratik kurumları hedef alan bu darbe girişimini derhal  kınamıştır.
 
"Türkiye DEAŞ'la mücadelede kilit rol oynuyor"
 
SORU: Peki, Türkiye'nin NATO'ya katkısı nedir?
 
CEVAP: Türkiye ortak güvenlik ve savunmamıza birçok farklı şekilde  katkı sağlıyor. Türkiye'nin Afganistan ve Kosova gibi farklı NATO misyon ve  operasyonlarına katkısından dolayı minnettarız.
 
Öte yandan, Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırlarına yakın yerlerde  sağladığı altyapı, terör örgütü DEAŞ'la mücadelede kilit rol oynamıştır. Türkiye,  NATO müttefiklerinin ve DEAŞ'a karşı Uluslararası Koalisyon'un çabalarına büyük  katkı sağlamış ve çok önemli bir rol üstlenmiştir.
 
"Türkiye'nin Zeytin Dalı Operasyonu kapsamındaki şeffaflığını  memnuniyetle karşılıyoruz"
 
SORU: NATO'nun Zeytin Dalı Harekatı'na yönelik yaklaşımı nedir?
 
CEVAP: NATO, DEAŞ'a karşı Uluslararası Koalisyon'un bir üyesi,  AWACS'larla destek sağlıyoruz ancak Kuzey Suriye'de sahada mevcudiyetimiz  bulunmuyor. Bazı NATO müttefikleri ise sahada. Kuzey Suriye ve Afrin civarında  bazı temel sınamaların bulunduğunu kabul ediyoruz. NATO, ittifakın iki üyesi  Türkiye ve ABD için doğrudan diyalog imkanı sağlayan bir platform görevi  üstlendi. NATO sahada olmadığı için Afrin ve civarında sahada olan müttefikler  arasında diyaloğu teşvik etmeye devam ediyor.
 
Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları olduğunu kabul ediyoruz ve  bunların orantılı ve ölçülü bir şekilde giderilmesini bekliyoruz. Müttefikler  arasında en fazla terör saldırısına maruz kalan Türkiye'nin bu tehditleri  bertaraf etmesi gerektiğini anlıyoruz.
 
Diğer yandan, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı kapsamında benimsediği  şeffaf tutumu da memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye, operasyonun askeri boyutu ve  insani yardımlar konusunda NATO'yu birçok kez bilgilendirdi.
 

 
"Tüm NATO müttefikleri Suriye operasyonuna destek verdi"
 
SORU: Kuzey Atlantik Konseyi dün Brüksel’deki NATO karargahında  Suriye’ye yapılan hava saldırısını görüşmek üzere toplandı. Bu toplantının amacı  neydi ve Suriye’ye yapılan bu askeri operasyonun gerekçesi nedir?
 
CEVAP: ABD, Fransa ve İngiltere, Suriye’de gerçekleştirdikleri ortak  askeri harekat hakkında müttefikleri bilgilendirdiler. Üçlü, elde ettikleri  bilgilerin, Duma'daki sivillere yapılan korkunç kimyasal silah saldırısının  sorumlusunun Suriye rejimi olduğunu gösterdiğini vurguladı. Müttefikler, askeri  harekatın Suriye rejiminin kimyasal silah üretimi ve kullanımına olanak veren  tesisleriyle sınırlı olduğunu açıkça belirttiler.
 
Tüm NATO müttefikleri bu operasyona tam destek verdiklerini ve güç  kullanımından başka uygulanabilir bir alternatifin kalmadığını ifade  ettiler. NATO olarak Suriye rejiminin birçok kez kimyasal silah kullanmasını  güçlü bir şekilde kınıyoruz. Hava harekatı uluslararası camianın kimyasal silah  kullanımına seyirci kalmayacağına ve müsamaha göstermeyeceğini açıkça  göstermiştir. NATO her defasında Suriye’nin kimyasal silah kullanımını  uluslararası norm ve antlaşmaları açıkça ihlal ettiği için kınamış ve  sorumluların hesap vermeleri için çağırıda bulunmuştur. İttifak gelişmeleri çok  yakından takip etmektedir.
 
 "S400 tedariki ulusal bir karardır"
 
SORU: Sayın Genel Sekreter, Suriye'deki savaşın şiddetinin artmasıyla  Türkiye de sınırlarında artan gerginliğe karşı savunma kapasitesini geliştirmeye  yöneldi. Gerginliğin arttığı bu dönemde, NATO müttefiklerinin Türkiye'ye gerekli  askeri silahları sağlama konusunda isteksiz davranmasını nasıl  değerlendiriyorsunuz? Sizce müttefiklerin bu tutumu Türkiye'nin Rusya'dan S400  hava savunma sistemi temin etme kararını etkilemiş midir?
 
CEVAP: Askeri teçhizat ve yetenek satın alma ve satma kararı ulusal  bir karardır. Yani bu NATO tarafından değil, müttefikler tarafından alınan egemen  bir karardır. Türkiye'nin iki NATO müttefiki İtalya ve Fransa'yla, EUROSAM  konsorsiyumu kapsamında füze ve hava savunma sistemleri geliştirmeye yönelik  kararını memnuniyetle karşılıyorum. Bu ümit vadeden gelişme NATO müttefikleri  arasındaki entegrasyonu da güçlendirecektir.
 
Öte yandan, Türkiye ve ABD arasında Patriot bataryalarının alımına  ilişkin görüşmelerin devam ettiğine yönelik bilgiler de mevcut. Yani, NATO  müttefikleri ve Türkiye arasında değişik tipte hava ve füze savunma sistemlerinin  alımı hakkında görüşmeler de var.
 
"NATOAB iş birliği AB üyesi olmayan ülkelere karşı yeni engeller  getirmemeli"
 
SORU: Avrupa Birliği (AB) gerek Yapılandırılmış Daimi İş Birliği  (PESCO) gerek askeri hareketlilik gibi girişimlerle Avrupa savunmasını  güçlendirme alanında önemli adımlar atıyor. Siz de farklı açıklamalarınızda bu  alanda NATO ve AB arasında iş birliği yürütülmesi için birçok imkan bulunduğuna  dikkati çektiniz. Bu çerçevede Türkiye de dahil olmak üzere AB üyesi olmayan  müttefikler birtakım ayrımcılıklarla karşılaşabilir mi? Bu sorunun üstesinden  nasıl gelinebilir? Bu durum NATOAB iş birliğini nasıl etkiler?
 
CEVAP: AB'nin savunma alanındaki çabalarını memnuniyetle karşılıyorum  bunun NATO'yu ve ittifak içindeki Avrupa ayağını güçlendireceğini düşünüyorum.  Ancak aynı zamanda bunun şeffaf ve mümkün olduğunca AB üyesi olmayan NATO  müttefiklerini de kapsayacak şekilde yapılması gerektiğinin altını birçok kez  çizdim. Savunma iş birliği kapsamında geliştirilen yeteneklerin NATO ve  operasyonlarının kullanımına da açık olması gerekiyor.
 
Avrupalı liderler atılan bu adımların NATO'ya alternatif teşkil  etmediğini açık bir şekilde belirttiler. Tüm bunların Türkiye gibi AB üyesi  olmayan müttefiklere karşı yeni engeller getirilmeden yapılması büyük önem  taşıyor. İngiltere'nin AB'den ayrılmasının (Brexit) ardından, NATO'nun savunma  harcamalarının yüzde 80'inin AB üyesi olmayan müttefiklerden geleceğini ise  unutmamak gerekiyor. Bu müttefikler olmadan etkili bir Avrupa savunmasının mümkün  olamayacağı açıktır. Kuzeyde Norveç, güneyde Türkiye ve batıda İngiltere, Kanada  ve ABD gibi ülkeler var. Dolayısıyla daha güçlü bir AB savunmasının NATO'ya  alternatif olamayacağı da çok açık.
 
 "Ege'deki gerginlik Türkiye ve Yunanistan arasında çözülmeli"
 
SORU: Ege Denizi'nde Türkiye ve Yunanistan arasında gerginlik artıyor.  Yunanistan'ın NATO'nun bu çerçevede daha aktif bir rol üstlenmesini resmen  istediğine yönelik haberler var. NATO'nun iki müttefik arasında artan gerginliğe  ilişkin tutumu nedir?
 
CEVAP: Türkiye ve Yunanistan, 1952 yılında üye olduklarından beri çok  değerli iki NATO üyesi olarak ön plana çıkıyor. İkisi de ortak güvenliğimize  katkı sağlıyor. Aralarında baş gösteren bazı anlaşmazlıkların iyi ilişkiler  çerçevesinde çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevede iki ülke  başbakanının son olarak telefon görüşmelerinde sorunların diyalogla çözülmesi  hususunda mutabık kaldıklarını öğrenmekten mutlu oldum.
 
SORU: Yani NATO bu çerçevede bir rol üstlenmeyi öngörmüyor, değil mi?
 
CEVAP: Hayır, bu NATO'yu ilgilendiren bir konu değil. Bunun Türkiye ve  Yunanistan arasında çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.
 
 "Rusya'yla diyalog kolay değil ama önemli"
 
SORU: Rusya'yla ilişkilere gelecek olursak, NATO eski Rus ajanı Sergey  Skripal'in zehirlenmesine 7 Rus diplomatın akreditasyonunu iptal ederek ve yanıt  bekleyen 3 akreditasyonu reddederek cevap verdi. NATO bu konuda yeni bir adım  atmayı düşünüyor mu?
 
CEVAP: Salisbury saldırısına bu cevabı verdik ve bunun orantılı ve  uygun bir cevap olduğu görüşündeyiz. Aynı zamanda NATO'daki Rus diplomat  sayısının üst sınırını 30'dan 20'ye çektik. Bu aşamada yeni bir plan yok. Ancak  gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz ve ona göre değerlendirmelerimizi  yapacağız.
 
SORU: NATO'nun Rusya'yla ilişkilerde benimsediği, diyalog ve  caydırıcılık arasında denge gözeten iki kulvarlı bir tutumu var. Sizce yakın  dönemdeki gelişmeler bu dengeyi sarstı mı?
 
CEVAP: Rusya'yla diyalog kolay değil ancak bu yüzden de bir o kadar  önemli. Özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde. Rusya bizim komşumuz ve hiçbir  yere gitmiyor. Bu nedenle NATO Rusya'yla anlamlı bir diyaloğun muhafaza  edilmesine açıktır.
 
"NATO'nun kapısı açık"
 
SORU: NATO açık kapı politikası yürütüyor. Gürcistan, Bosna Hersek,  Ukrayna ve Makedonya NATO üyesi olmak isteyen ülkeler arasında yer alıyor.  NATO'ya yakın zamanda yeni bir üyenin katılmasını bekleyebilir miyiz?
 
CEVAP: NATO'nun kapısı açık. Bunun en iyi kanıtı ise Karadağ'ın geçen  sene NATO'ya katılması oldu. Eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya, Bosna Hersek ve  Gürcistan'la çalışmaya devam ediyoruz. Üye olmak isteyen üç ülkeye de destek  sağlayarak bu ülkelerin AvroAtlantik hedeflerine yaklaşmalarına yardımcı  oluyoruz. Net bir karar açıklamak için ise henüz erken.

GAZETE VATAN

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Tüm zamanların en zengin siyasetçileri Diziden etkilendi soyadını değiştirdi... Bomba iddia: Abdullah Gül o tarihi bekliyor HALKA NEFES ALDIRACAK SON DAKİKA AÇIKLAMALAR.BİR ÇOK ÜRÜNDE İNDİRİM HABERLERİ GELDİ