Yıldırım, 39 gün kala başkanlığını ilan etti

Domates, biber, patlıcan ile trolleşen muhalefet!

  

Bir ülkenin muhalefeti daha ne kadar trolleşebilir?

Girdiği hiçbir seçimin sonucundan ders çıkarmayan, her defasında halkı suçlayan, ama ne halka ne de devlete hiçbir şey vaat edemeyen bir CHP var. Ülkenin yöneticisi “diktatör”, yönetilenleri “köylü/çomar”…

Memleketin tanzim satış noktalarına odaklandığı bir dönemde, garibanıyla orta hallisiyle insanların buralara akın ettiği bir dönemde İstanbul Eminönü’nde CHP seçim otobüsü, halka adeta nazire yaparcasına Barış Manço’nun “Domates, biber, patlıcan” şarkısını çalıyor. Oda tv bile haberi “Bu muhalefetle neden olmuyor sorusunun yanıtı bu videoda” başlığıyla duyurdu. Demek ki Kemal Bey’den artık onlar da ümidi kesmiş vaziyetteler.

Yazık ki, memlekette trol vazifesi gören sadece anamuhalefet partisi değil. Siyasetçisiyle, gazetecisiyle, aydın geçinen akademisyeniyle çok sayıda örneği var. Benzer bir yola daha geçenlerde Aydın Doğan’ın kanalından kovulan İrfan Değirmenci başvurdu. Vatandaşlardan Tayyip Erdoğan eleştirisi duyacağı vehmiyle tanzim sırasına yaklaşan Değirmenci, “bu hizmeti hayata geçiren hükümete teşekkür”den başka bir şey duymayınca ayak üstü şok geçirdi.

Bir değil, iki değil…

CHP’nin, İrfan Değirmenci’nin hakaretlerinin aynısını sosyal medyada, gazete sütunlarında aydın geçinenler yapıyor.

Vatandaşlardan oy almak için tarım politikalarının iflas ettiğini anlatmaya çalışıyorsanız, bunu dar gelirli vatandaşı aşağılayarak karşısında “Domates, biber, patlıcan” çalıp trolleşerek değil, hükümetin bu konudaki sorumluluklarını anlatarak yapabilirsiniz. Bunu yapmak için de önce konuyu bilmeniz gerekir. Yani tarım politikaları gerçekten iflas etti mi, iflas ettiyse bunun amilleri nelerdir? Sonra da çözüm önerilerinizi anlatırsınız…

Tabii bir çözüm öneriniz varsa!..

 

Yıldırım, 39 gün kala başkanlığını ilan etti

Nihat Genç, bir ara Binali Yıldırımesprilerinin zamanla eski Başbakan Yıldırım Aktuna fıkralarına benzediğini, artık güldürmediği kabilinden bir şeyler yazmıştı… Bense hiç o fikirde olmadım. Binali Yıldırım, halen formunu koruyor. Muhalefete en esprili, en nüktedan cevapları veriyor, adeta ‘kapak’ yapıyor, en azından Bülent Arınç gibi, muhalif partinin genel başkan yardımcısına “Bu da bana kapak olsun” demiyor.

Meclis Başkanlığı gömleğini çıkarması, Yıldırım’a beklenenin çok ötesinde etki yapmış. O Ankara’dan İstanbul’a gelirken, dün gün boyu sosyal medya Yıldırım’ın “Vapur, Çay, Simit” programında “Son zamanlarda Kastamonu’ya gittiyseniz, Ilgaz Dağı’nı tırmanmanıza gerek yok. Tünel var, onu da yaptık” deyip ağzına simiti atarkenki rahatlığını konuşuyordu.

Espritüelliği kadar, çalışkanlığıyla, sevecenliğiyle tanınıyor Binali Yıldırım… İstanbul’da çok zorlanmayacak gibi görünüyor. İstanbul’a hızlı tren ile gelmesi yaptığı hizmetlerin altını çizeceğinin işareti gibiydi.

Ekrem İmamoğlu, artık çarşı pazar gezmesini bıraksa yeridir! Zaten çıktığı her gezinti artık kendi kalesine gol atmaktan öteye geçmiyor. Dün, Yıldırım’ın programını televizyondan takip ederken, 39 gün kala başkanlığını ilan ettiğini fark ettim.

Fahrettin Dede 

Yeni Akit gazetesi