Türkiye Venezuela’da askeri üs kurmalı
Müslüman olmadan önce tüm dünyada Çakal Carlos namıyla bilinen Salim Muhammed, Baran Dergisi’nde yayımlanan yazısında, TürkiyeVenezuela ilişkilerini masaya yatırdı.Baran Dergisi yazarı Çakal Carlos (Salim Muhammed), kaleme aldığı son yazısında, ABD’nin hukuk dışı şekilde darbe yapmak istediği Venezuela’da, Türkiye’nin varlığının önemine dikkat çekti.
İşte Çakal Carlos’un o yazısı: Türkiye Venezüella’da Askerî Üs Kurmalı! Dünyadaki tüm haberlerde yine benim memleketim olan Venezüella var ve ben de bundan bahsedeceğim. 12 Ekim 1949’da orada doğdum, çocukluğumu geçirdim. Akrabalarım, babam, annem, amcalarımda ve ailemin yaşça büyük tüm mensupları Venezüella’da, ekserisi Karakas’taydı. Dolayısıyla Venezüella’nın ahvali şahsımı, ailemi, arkadaşlarımı ve gönüldaşlarımı yakından ilgilendiriyor. Şunu unutmamalıyız ki Venezüella, hürriyet mücadelesi geleneğinden gelen insanların ülkesi. Bu gelenek 18. yüzyıldan, General Francisco de Miranda’dan bugüne devam ediyor ve tüm Latin Amerika’nın özgürlüğünü de en başından beri yakından ilgilendiriyor.
Bu geleneğe sahip olan Venezüella, yapılan bir takım idarî hatalar sebebiyle kötü bir durumda. Maduro, en iyi Venezüella Başkanı olan Chavez’den sonra oluşan bir yönetim tecrübesinin ardından geldi ve onun gibi olmak istedi. İyi ve merhametli bir insan olması sebebiyle çürümenin önüne geçemedi ve Venezüella halkının milyonlarca doları yolsuzluklarla çalındı. Buna Amerikan emperyalizminin ve Siyonizm’in yoğun saldırısı eklenince ülke ekonomisi yerle bir oldu.
Bu süreçte Küba Venezüella’nın yanında yer alırken, başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika’nın geri kalanı karşısında yer aldı. Venezüella ile Kolombiya arasında iki bin kilometrelik bir sınır var. Sınıra Venezüella hükümeti tarafından bir köprü inşa edilmişti. 2016’da tamamlanan ve sınırdaki diğer köprülerin yerini alacak olan bu köprü iki senedir bilmediğim bir nedenle kapalı tutuluyor. Köprünün Venezüella hükümeti tarafından ülkeye yardımın girişini engellemek için yeni kapatıldığı yönünde propaganda yapılıyor. ABD’nin Venezüella’ya askerî müdahalesinden bahsediliyor. Bazı Latin Amerika ülkeleri buna karşı çıkıyor. Maduro da bunun hazırlığını yaptıklarını dile getiriyor ve müsaade etmeyeceğini söylüyor. Ne yazık ki Maduro son derece haklı. Venezüella’ya askerî bir müdahale yaklaştığını tahmin ediyorum.
Venezüella, doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Bunlara radyum ve uranyum da dahil ve Venezüella bunu bahane olarak kullanıyor. İran için de kullandılar ve İran uranyum geliştirme faaliyetlerinde başarıya erişemedi, belki de asla geliştiremeyecek. Hugo Chavez, Müslümanların ve Hıristiyanların haklarını müdafaa eden bir liderdi. Filistin davasına Siyonistlere karşı sahip çıktı. Maduro’nun babasının Yahudi olmasına rağmen Venezüella’nın bu tavrının Siyonistleri rahatsız etmesi de bu duruma gelinmesinde etkili oldu.
Guaido, enteresan bir şekilde ABD’yi Venezüella’ya müdahaleye davet etti. Sınır komşusu olan Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye müdahaleye karşı çıkarken, diğer NATO ülkeleri kabul etti. Venezüella krizinde Bulgaristan’ın tutumuna dikkat çekmek gerekiyor. Bölgenin en önemli ülkesi ve sınır komşusu olan Türkiye ile birlikte doğru bir tavır sergiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan desteğini açıktan veriyor. Erdoğan’ın bir çok meseledeki tavrı ABD’yi ve Siyonistleri rahatsız ediyor. Bu sebeple Türkiye’ye karşı ekonomik bir savaş yürütüyorlar. Türkiye de buna karşılık Rusya ve İran ile yakınlaşıyor, öte yandan Katar ile geliştirdiği iyi ilişkiler de son derece mühim. Türkiye’nin Venezüella krizinde daha aktif bir rol alması gerekiyor. Hatta bir askerî üs kurması gerekiyor Venezüella’ya. Küba ve Türkiye, Venezüella’da askerî unsurlarını bulundurmalı ki zaten hâli hazırda Küba askerleri Venezüella kamuflajlarıyla orduya destek veriyor.
Venezüella ordusu ajanların rahatlıkla barınamadığı bir ordudur. Hemen hemen hepsi Bolivarcı devrimin arkasındadır. Bu sebeple müdahaleye kalkışırlarsa, bu kolay bir süreç olmayacaktır. Latin Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya, insanlığa düşman olan Evanjeliklerin hâkimiyetine girmiş durumda ve Evanjelik Kiliseleri Hıristiyanlara düşmanlık ederken, İsrail ile ittifak yapıyor. Bugüne kadar yaklaşık üç milyon Venezüellalı ülkesini terk etti. Çoğu Kolombiya’ya geçti. İşin diğer bir enteresan kısmı, resmî rakamlara göre geçmişte altı milyondan fazla Kolombiyalı Venezüella’ya göç etmişti. Kolombiya hükümeti çürümüş insanlardan oluşuyor. İki toplum arasındaki münasebete rağmen Kolombiya, Venezüella’nın karşısında yer alıyor. Fakat ne olursa olsun zafer bizim olacak! Allahu Ekber!