Birden kapanmaya karar vererek tüm dikkatleri üzerine çeken başarılı oyuncu Büşra Apaydın, hayatının dönüm noktası olan bu kararı nasıl verdiğini ve sonrasında neler yaşadığını Hürriyet'ten Ayşe Arman'a anlattı. İşte ses getiren o röportajın bir bölümü...
Birden kapanmaya karar vererek tüm dikkatleri üzerine çeken başarılı oyuncu Büşra Apaydın, hayatının dönüm noktası olan bu kararı nasıl verdiğini ve sonrasında neler yaşadığını Hürriyet'ten Ayşe Arman'a anlattı.
İşte ses getiren o röportajın bir bölümü...
Biz seni 8 yaşında oyunculuğa başlayan, ‘Kurtlar Vadisi’, ‘Muhteşem Yüzyıl’ gibi dizilerde yer alan, bir süre önce de tesettüre giren oyuncu olarak tanıyoruz. Böyle tanınmak seni rahatsız ediyor mu?
Hayır, hiç etmiyor! Kapandığım için çok mutluyum, herkesin bilmesinde de bir sakınca yok...
Nasıl başladın oyunculuğa?
8 yaşındayken annem bir kast ajansına yazdırdı beni. Hayatımın dönüm noktası. O günden beri de çalışıyorum. 15 sene nasıl geçti anlamadım. Uzun bir yolculuk oldu. Bir sürü de deneyimim. Bunların, artısı da oldu hayatıma, eksisi de...
Tesettüre girmiş olman oyunculuğunu etkiledi mi?
Dengede tutmaya çalışıyorum. Benim daha önce de belirli kurallarım vardı. Her teklifi, her projeyi kabul eden bir oyuncu değildim. Şimdi tabii bir de tesettür sorumluluğu girdi. Ama pişman değilim. Hür irademle verdiğim bir karar. Belki de hayatımda verdiğim en anlamlı karar. Oyunculuk bambaşka bir aşk benim için, o ayrı. Ama bir de şöyle bir hakikat var; fani olan şeyler var, baki olan şeyler var. Evet ben oyuncuyum, harika bir duygu, insanlar sokağa çıktığımda beni tanıyor. Yaşıtlarım yerimde olmak istiyor. Allah için kazancım da iyi. 23 yaşında pek az gencin yapabileceği yatırımları yaptım. Ama işte para, şöhret ve bu yaşadığımız dünya içimdeki maneviyatı dolduramadı. Bir şeyler hep eksik kaldı. O yüzden de böyle bir karar aldım. Başörtümle ben sanki tamamlandım, çok da memnunum aldığım karardan...
Peki zorlanmadın mı bu kararı verirken?
Bir gecede “Kapanacağım!” kararını vermedim ki... İkiüç yıldır zaten sürekli düşünüyordum. Bu bir süreç, bir yolculuk. Bardak doluyor, doluyor. Son damla zor değil yani. Zaten o zamana kadar günlerce, gecelerce düşünmüşsün, tartmışsın...
Ailen? Ailenin tepkisi ne oldu?
Bir gün açılmaya karar verir misin peki?
Şu andaki fikrim, yapmam gibi. Ama büyük konuşmayı sevmem.
Ne kadar okudun bu konuda?
Çok derin bir din bilgim yok, bunu soruyorsanız. Ama içinde tanımlayamadığım maneviyata karşı yönelme var. Huzur buluyorum, kendimi buluyorum. Fakat bütün din kitaplarını devirdim, din âlimlerini okudum diyemem. Ama tesettüre girdikten sonra özellikle tasavvuf konularına daha çok yöneldim. O alanda okuyorum.
İnancının bütün gerekliliklerini yerine getiriyor musun?
Sonuçta ben İslam âlimi değilim, öğrendiğim kadarını uygulamaya çalışıyorum. Ama beş vakit namazımı kılıyorum. 3 senedir düzenli kılıyorum. Namazın, tesettüre girmemde çok büyük etkisi oldu. Yukarı ile birebir temasta olduğun için daha çok yakınlaşıyorsun.
Oruç?
Tabii ki tutuyorum.
Tesettüre girmen, bu filmin hemen üstüne geldi değil mi?
Evet. “Ben kapandım, artık o sahneleri istemiyorum, çıkartın filmden!” deme hakkım da yoktu. Yaptığımın arkasında duruyorum. Zaten başım da açık bu filmde...
Öpüşmeyi, sevişmeyi, yüzmeyi filan bırak... Rol gereği saçını açman da mümkün değil mi artık...
Tabii ki değil! Bana mesela tesettüre girdikten sonra bir iş geldi. “Tesettürlü bir kız için yazılmış” dediler. İyi de olay sadece başımın kapalı olması değil ki, baktım giriş sahnemde abimi oynayan oyuncu arkadaşıma sarılıyorum. Dedim ki “Böyle bir şey olamaz!”
Peruk işlerine filan girecek misin?
Ne değişti bu 6 ayda hayatında?