Terör Uzmanı Ağar, ABD’nin planını deşifre etti:
Trump kurnaz bir strateji uyguluyor
Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, ABD'nin Suriye'de 400 asker bırakmasını değerlendirdi. Ağar,“ABD’nin geliştirdiği ve uygulamaya koyduğu bu saha stratejisinde amaç, var olanortaya çıkan kararlılıkları ve ortamı bozmaktır. Trump’ın ipleri tekrar yakalamak için ortaya koyduğu kurnaz bir strateji bu" dedi.
Terör Uzmanı Ağar, ABD’nin planını deşifre etti: Trump kurnaz bir strateji uyguluyor
Trump'ın Suriye'den tamamen değil 'küçük bir birlik' bırakarak çekileceğini açıklamasını değerlendiren Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, Trump'ın ipleri tekrar eline almak için kurnaz bir strateji uygulayarak Türkiye'yi oyaladığını söyledi.
THM Haber'e konuşan Abdullah Ağar, Suriye’den çekilme ve güvenli bölgeyle ilgili ipe un sermeye devam eden ABD’den yeni bir açıklama geldi. Başkan Trump, Suriye’de küçük bir ABD birliği bırakabileceklerini açıkladı. Trump, "NATO veya kim olursa artık diğer birliklerle beraber biz de küçük bir birlik bırakabiliriz, böylece (DEAŞ) tekrar başlamaz. Bu fikre olumlu yaklaşıyorum, çok küçük bir birlik, orada halihazırda bulunan gücümüze göre çok küçük olacak bu. Çok fazla insan bu fikri benimsiyor." ifadelerini kullandı.
ABD’nin Suriye ile ilgili kararlarında sürekli değişime gitmesinin altında yatan sebepleri Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar THM Haber’e anlattı. Trump’ın ipleri tekrar eline almak için kurnaz bir strateji uyguladığını vurgulayan Ağar, Türkiye’nin oyalandığını belirtti
“Ortaya çıkan kararlılıkları bozmaya çalışıyor”
Ağar şunları söyledi: “ABD’nin geliştirdiği ve uygulamaya koyduğu bu saha stratejisinde amaç, var olanortaya çıkan kararlılıkları ve ortamı bozmaktır. Trump’ın ipleri tekrar yakalamak için ortaya koyduğu kurnaz bir strateji bu. Türkiye harekât yapmakla ilgili bir irade ortaya koymuştu. Öyle ya 85 bin olduğu ifade edilen bir yığınak nasıl bloke edilecekti?
“Güvenli bölge ve çekilme kartlarıyla oyaladı”
ABD, Suriye’de güvenli bölge ve çekilme kartlarıyla başta Türkiye olmak üzere oyuna dahil olanları oyaladı. Ortaklıklarını ve alt oyuncularını test etti. Avrupa’nın bölgede kalma konusundaki kararsızlığını ortadan kaldırdı. Avrupalılar ‘Sen kaçacaksan biz de kaçacağız’ diyorlardı. Böylece Avrupalıların kaçmasına engel oldu.
Sonra güvenli bölge duruşu ve cazibesiyle, bunun inşasına karar vermenin sorumluluğunu kendisiyle beraber hareket eden ülkelere ve yerel oyunculara yükledi. Bir diğer tarafıyla da Arap ülkelerinden bu projeyle ilgili finansman desteği peşine düştü, imtiyaz elde etti, bağlayıcı sözler aldı.”
“Münbiç’tekine benzer bir fotoğraf ortaya çıktı”
Fırat’ın doğusuyla ilgili Münbiç’tekine benzer bir fotoğraf ortaya çıktığının altını çizen Ağar, ABD ilk önce bağımsız, sonra müşterek devriyeler ve eğitim programlarıyla Türkiye’yi yaklaşık 9 aydır oyalıyor.” dedi.
“Artık yeni bir şeyler yapma zamanı”
Türkiye’nin ABD’nin bu hamlelerine karşı neler yapması gerektiğini anlatan Ağar, “Burada ABD’nin sizin istediğiniz gibi davranabilmesi, sizin inisiyatifinizde şekillenecek bir şey. ABD, var olan gerçeğe göre siyaset üretme kabiliyeti olan, bunun güvencini taşıyan ve yığınağını savaş gücünü ona göre yönlendirebilen bir ülke. Caydırıcılığına ve tekno savaş gücüne çok güveniyor. Siz onu bu gerçek içerisinde kendi stratejinize veya hedeflerinize dâhil etmek zorundasınız. Bu yüzden de etki üretmek gerekiyordu. Kararsızlık döneminde etki üretemeyince de buraya doğru gitmesi gayet normal ve artık yeni bir şeyler yapmak zamanı.” ifadelerini kullandı.
“ABD’deki görüşmeler her şeyi belirleyecek”
Başkan Erdoğan’ın son açıklamaları çerçevesinde kısa vadede Fırat’ın doğusuyla ilgi neler olabileceğini değerlendiren Ağar, Hulusi Akar’ın ABD ziyaretine dikkat çekti. Ağar, “Burada en önemli kriter Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı’nın ABD’de yaptığı görüşmeler. Bu ziyaretlerde yapılan müzakerelerden nasıl bir sonuç çıktı? Bu sonuca göre her şey belli olacak. Şu anda ne olduğunu bilmiyoruz.
“Harekat kendi başına bağımsız bir süreç değil”
Birbirini etkileyen bazı gündemler var. Harekat kendi başına bağımsız bir süreç değil. İdlib’le ilgili bir süreç, Rusya ile ilişkilerle ilgili bir süreç, seçimle ilgili bir süreç, bir diğer tarafıyla da ABD’nin Suriye ve Irak stratejisiyle ilgili bir süreç var. Ötesi küresel bir gerginlik ve soğuk savaş rüzgarları var. Bunların birleşimi olarak ortaya çıkan bir durumdan bahsediyoruz. Fırat’ın doğusuna yapılacak hareket ve olası diğer etkilerle ilgili ortada böyle bir denklem var.” yorumunu yaptı.