Gayet dindar bir karı koca vardı
Durmaz, dinlenmez, daima ibadet ve dua
ederlerdi
Ne var ki, pek de yoksul insanlardı
Hemen her Allah’ın günü yarı aç, yarı tok
yaşıyorlardı
Bu hal, seneler boyunca hep aynıydı Bir gün
kadın dayanamadı artık ve kocasına dedi ki:
“Ne olur efendi, bir kere de dünyalık istemek
için birlikte duâ edelim,
yalvaralım Hazreti Allah’ımıza!”
Hanımının teklifini uygun bulan adamcağız:
“Pekiyi” dedi“Bu gece namaz kılar,Reklamlartesbih çeker, duâ ederiz
Ve öyle yaptılar
Allah’tan biraz da dünyalık isteğinde
bulundular Duâları kabul edilmiş olacak ki,
hemen ertesi sabah görevli bir melek kapılarını
çalmıştı Erkek merakla koştu açtı kapıyı
Gayet güzel bir delikanlıydı gelen
Elinde bir torba vardı“Dünyadaki sevabınızın
karşılığıdır bu
Hazreti Allah’ın hediyesi” dedi ve hemen
uzaklaştı Adam şaşkın şaşkın hanımının
yanına döndü, ona da anlattı olanları, torbayı
da gösterdi “Açsana efendi, açsana! Ne var
içinde bir görelim
Torbanın ağzını açınca ne görsünler?
İkisinin de sevinç doldu içleri, büyük bir haz
içindeydiler
Derin bir oh çektiler
Bu dünyalık bize ölünceye kadar yeter de artar
bile” dediler
Bunun için o günü rahatlıkla geçirdiler
Fakat o gece kadın çok mânâlı bir rüya gördü
Mahşer gününde karı kocanın mizanı
yapılıyordu
Melekler onları davet ettiler Cennete
Hep birlikte Cennete girdiler
Melekler çok güzel bir köşkü göstererek “ İşte
sizin köşkünüz! Gelin de gezip görelimdeyince,
köşke girdiler
Her şey ve her taraf o kadar güzeldi ki, hanımı
hayran kalmıştı
Neye yarar ki daha iç salona girince bütün
sevinci ve neşesi kırıldı
Çünkü buranın tavanı çökmüş, dökülmüştü
“Burası neden böyle?” Melek de müteessir bir
halde “Kabahat sizde” dedi
Çünkü ahiretin nimetleriyle birlikte dünyalık da
isteyince Cennet köşkünüzün burası çöktü
yıkıldı işte!” Bu sözler üzerine kan ter içinde,
yüreği sızlayarak uyandı, oturdu yatağın
üstüne O anda yanı başında yatmakta olan
efendisi de kalkıp oturarak:
“Hayırdır, hayırdır inşallah!” diye
hayıflanıyordu
O da kan ter içindeydi
Hanımı sordu:
“Ne oldu efendi?”
“Müthiş bir rüya
gördüm
Cennette bize verilmiş olan bir köşkün tavanı
çökmüş
Kadın çığlığı bastı
“Ben de, ben de gördüm aynı rüyayı
Gezdirici melek bunun için bizi suçlu buluyor
“Dünyalık istediğimiz için değil mi?”
“Evet efendi! Yarın sabahtan tezi yok, altınlarla
gümüşleri,
Allah rızâsı için bütün fakir ve fukaraya
dağıtalım
Öksüzleri ve yetimleri sevindirelim
Belki Cenâbı Hakk, bizleri de affeder, dünyalık
istediğimizden ötürü dediler
Ve ertesi gün konuştukları gibi yaptılar
Sabah namazlarını kıldıktan sonra torbayı
alarak yola çıktılar
O gün tâ akşama kadar, bu paradan, muhtaç
olanlara liveçhillah dağıttılar ve akşam olunca
büyük bir gönül rahatlığı ile huzurla evlerine
döndüler
Ve yatsı namazının sonunda gözyaşları içinde
yalvararak dua ettiler Rabbülâlemine
Ve yattılar uykularına
O gece ikisi de yine ayni rüyayı gördüler
Melek onlara köşkü gösteriyor ve “Müjdeler
olsun ikinize de” diyordu
Bakın şu çöküp yıkılmış olan salonun
tavanına” Salonun tavanına girip baktılar
Gözleri kamaştı
Tavan yeniden yapılmış, boyanmış, güzel
nakışlarla süslenmişti
Bu güzel haller içinde sevinç içinde uyandılar
Birbirlerine bir şey söylemeye hacet görmediler
Sevinç gözyaşları içinde kucaklaştılar
Onun için oyalanmayı bırakıp Hakk’la meşgul
olalım
Resulullah Efendimizbir Hadisi şerif’lerinde:
“Bütün insanlar uykudadırlar, öldükten sonra
uyanırlar buyuruyorlar.
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN