BU ACIYA YÜREK DAYANMAZ! KOMADAN UYANDI VE O SORUYU SORDU.. >>>
Düğün yolundaki feci kazada oğlunu, 3 torununu kaybetti, gelini ise komada. Acılı baba Casim Umuç, “Gelinim komadan 1 kez uyanıp çocuklarını sordu, sonra yine komaya girdi. Ona eşin de 3 yavrun da öldü nasıl diyebilirdim” dedi.
Umuç Ailesi’nin kızı
Fatma Köse’nin Hatay’daki düğününe gitmek için yola çıktılar, 2 arabaydılar. 23 Eylül’de Sivas’ın Şarkışla ile Kayseri’nin Pınarbaşı ilçeleri arasındaki yolda kaza oldu.
BİR DÜĞÜN 5 CENAZE
Pınarbaşı’ndan Sivas yönüne giden Fatih Umuç yönetimindeki otomobil, bir anda kontrolden çıkarak, yol kenarında bulunan dere yatağına uçtu.
Yaklaşık 15 metre yükseklikten uçan ve ters dönerek duran otomobilde bulunan Hakan Umuç ve oğlu Yunus Emre Umuç olay yerinde, diğer iki oğlu Yavuz Selim Umuç ile Yusuf Kenan Umuç ise kaldırıldıkları Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
EŞİNİ VE 3 ÇOCUĞUNU KAYBEDEN TALİHSİZ KADIN, HER ŞEYDEN HABERSİZ
Ölen çocukların annesi Aysun Umuç (32), sürücü Fatih Umuç (23), Hicran Dalga (32) ve Sibel Erva Dalga (3) yaralandı. Hakan Umuç ve 3 oğlu son yolculuğuna
Kars’ın Sarıkamış ilçesinde uğurlandı. Baba Hakan Umuç toprağa göğsünde minik yavrusu Yunus Emre Umuç ile verildi.
Aileye bir acı haber daha dün geldi. Kız kardeşleri Hicran Dalga’nın da kalbi durmuştu. Trabzon’da hemşire olarak çalışan Hicran Dalga’nın 3 yaşındaki kızı Sibel Erva’nın ise hastanedeki tedavisi sürüyor. Henüz eşini, 3 çocuğunu kaybeden anne Aysun Umuç ise yaşanılanlardan habersiz. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde çiftçilik yapan 65 yaşındaki Casim Umuç ise tarifsiz acılar içinde.
İşte Umuç’un çaresizlik içinde anlattıkları;
“7 çocuğum vardı. 2’si öldü. 3 torunum öldü. Bu nasıl bir acı. Ciğerlerim yandı. Onlar iki arayla kızımın düğününe gitmişlerdi. Ben gitmedim. Keşke ben gitseydim, ben ölseydim. Çok ağır imtihanlar bunlar. Çok ağır acılar. Allah’ım büyük sabır versin bize. Allah’ın emrine yine de kurban olayım. Ondan geldik ona döneceğiz tek tesellim bu. Gelinim Aysun 12 yıllık gelinim. Kur’an hocalığı yapıyordu. Melek fotokopisi gibi bir kız. O da benim bir kızım.
“NASIL CEVAP VERİLİR BU SORUYA?”
Yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Şimdiye kadar gözlerini bir kez açtı, ‘Çocuklarım nerde’ diye sordu. Nasıl cevap verilir ki bu soruya. Eşin de 3 minik yavrun da kara toprağın altında nasıl denir. Daha soruya cevap veremeden gözlerini yine kapattı. Durumu ağır. Bu melek nasıl dayanacak bu acılara.
“NASIL YAŞARIZ BU ACILARLA BİLMİYORUM”
Kızım Hicran, Trabzon’da hemşireydi. 3 yaşındaki kızı Sibel Erva ile kız kardeşinin düğünü için gelmişti. O ve kızı da yaralandı. Hicran’ımın kalbi dayanmadı. Kızının ise bacağı kırık. O da annesinin öldüğünden habersiz.
Hepsi Allah’a misafir oldu. Hakan oğlum, Yunus’unu da kucağına alıp, Allah’a misafir oldu. Biz de nasıl yaşarız bu acılarla bilmiyorum. Allah büyük sabır versin bize.”