Çizgi roman döneminin en önemli tiplerinden olan Red Kid, bugün hem dünyada hem Türkiye’de orta kuşak tarafından çok yakından tanınıyor. Red Kit, gölgesinden daha hızlı silah çeken bir kovboydur. Devamlı yakalamaya çalıştığı, kötü karakterler ise Dalton Kardeşler’dir.
Kovboy Çizgi Filmi Red Kitte kahraman koyboyun uyuz atı’nın ad Düldül’dür. Ağzında daha önce sigara varken sonra neden OT olmuştur, Neden yalnız yaşar hiç düşündünüz mü? Yüzeysel kandırmacaya inanacak olursak, bu çizgi film hakkında şunu söyleyeceklerdir; Kötülük ve kötüler kaybeder, iyiler kazanır. Aslında o kadar yüzeysel değil.
Büyük tartışmalar sonucu, çizerleri Red Kit’in ağzındaki sigarayı bir zaman sonra ot parçasına çevirdiler. Batıdaki özgür çocuklar ve yıkılan aile sistemi ile Red Kit’in bir ilgisi olabilir mi? Yakından bakalım;
Red Kit, aslında psikolojik rahatsızlıkları olan yalnız biri. Bir ailesi yok, hayvanlardan başkası ile dostluk kurmuyor. (Batıdan öğrendiğimiz, çocuk yerine köpek fikrine ne kadar yakın) Hep tek dolaşıyor, işini bitirdikten sonra, atına atlayıp kimsenin olmadığı yerlere gidiyor, oralarda yaşıyor. Karısı ve çocukları da yok. Bütün bu özellikler iyi karakter olarak çizilen Red Kit’in. Bir de acımasız dörtlü, Dalton Kardeşler’e bakalım.
Ne olursa olsun, bir aile olarak birbirlerinden ayrılmıyorlar. Haydut olmalarına karşın, annelerinden çok korkuyorlar ve kesinlikle annelerine karşı gelemiyorlar. En büyükleri Co Dalton, annesinin yanında konuşamıyor bile. Annelerine saygıda kusur edemiyorlar.
Bir aile olan ve aileyi önemseyen karakterler kötü karakterler olarak çizilmiş. Aileye karşı olan yalnızlığı ve tırnak içinde özgürlüğü önemseyen karakterimiz ise iyi. Ailesine rest çekip, tek başına evden ayrılan çocukların hikâyeleri, Amerika’da yayınlanan kadın programlarında fazlasıyla var. Bir daha düşünürsek Red Kit’den öğrenecek neyimiz var? Hiçbir şey diyebilirsiniz ama çocuklarımız, günlerinin büyük kısmını, bu yalancı kahramanla birlikte geçiriyor.
Kovboy Çizgi Filmi Red Kitte kahraman kovboyun uyuz atı’nın ad Düldül’dür. Eeee ne olmuş diyebilirsiniz ama… Düldül aslında Peygamber Efendimiz HZ. Muhammed (S.A.V.) damadı HZ. Ali’ye Hediye ettiği atın adıdır. Hızlı yürüyüşü ve çevikliği dolayısıyla “kirpi” anlamına gelen “düldül” adı verilmiştir. Uyumayalım uyanalım. Ayrıca Red kit Amerikadaki gösteriminde ağzında ot tutar , dünyaya verilin filmde ise sürekli sigara içer. Ayrıca bütün ayak işlerini Çinliler yapar ve kızılderiler ve Meksikalılar hep hayduttur.
1950 lerde sinema salonlarında artan yüzde 50 artan patlamış mısır tüketimi araştırıldığında filmlerin başında verilen birkaç saniyelik gizli reklamın etkili olduğu tespit edilmiş, ayrıca bu subliminal mesajları reklam amacıyla bilinçaltımıza yerleşmektedir. İddiaya göre gene 1950 lerde bir alışveriş merkezi çaldığı müzikteki tüketim teşvik edici sebeplerinden dolayı alışveriş merkezinde yapılan harcamanın yüzde 17 civarında arttığı tespit edilmiş ve bunun üzerine firma ceza almıştır.
Amerika’da Bu durumdan subliminal mesajların ne kadar önemli olduğu ve etkili olduğu karşımıza çıkmaktadır. Bu mesajlar ve gizli etkiler herkes tarafından bilinmeli ve ona göre önlemler alınmalıdır.
Red Kit’in sigarayı bıraktığını “muştulayan” haber dün gibi aklımda. Çünkü o zamanlarda çizgiroman öyle kolay kolay basında haber olmazdı. Yıl 1983’tü. Öğrencilerin çizgiromanları ders kitaplarının arasına koyup gizli gizli okuduğu dönemden yeni yeni çıkmaya başlamıştık. Bizim “TeksasTommiks” olarak adlandırdığımız sevgili dostlarımız, 1970’lerdeki şaşaalı günlerini arar olmuştu.
ORed Kit’i ağzının kenarında ince bir ot parçasıyla ilk o zaman görmüştüm. Yaşça benden büyüklerin “sigarayı bıraktı, ota başladı” esprisini birkaç yıl sonra anlayacaktım. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kampanya yüzü olduğunda hazırlanan posterde “Red Kit bile dayanamadı” yazıyordu. Küresel bir baskının sonucunda yaratıcısı Morris (Maurice De Bevere), sigarayı silivermişti.
Oysa aynı Morris önceleri “Sigara onun karakterinin bir parçası; tıpkı Popeye* ya da Maigret gibi” diyerek sigarayı savunuyordu. Gerçekten de en olmadık anlarda ağzından sigara eksik olmuyordu; düello sırasında, Düldül dörtnala giderken, yumruk yumruğa dövüşürken… Hatta “kötü adam” oturduğu masaya yaklaşırken sigarasını büyük bir umursamazlık içinde sarmayı sürdürüyordu. Morris haklıydı, sigara onun karakterinin bir parçasıydı.
Ama DSÖ’nün bir silgi darbesiyle sigara uçup gitti. Bu kadar basitti. Küresel “sağlık” hareketinin baskısı inanılmazdı. Red Kit de bu baskıdan ve hegemonyadan azade değildi. Oysa Red Kit, orijinal adıyla Lucky Luke kimilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) kültürel emperyalizmini ti’ye alan, yaratılan yanlış tarih algısını mizahla kurcalayan, alabildiğine Avrupalı hatta “frankofon” bir çıkışa sahipti. Öyle ya Belçikalı bir çizgiromancı neden hiç görmediği bir ülkenin kültürüne ait bir hikayeyi konu olarak alsın?