İĞRENÇ OLAYI YILLAR SONRA BÖYLE ANLATTI

İĞRENÇ OLAYI YILLAR SONRA BÖYLE ANLATTI 

Tecavüz itirafı dinleyenlerin kanını dondurdu

Erzurum'da 9 yıl önce kuzeninin tecavüzüne uğrayan M.A. (29), 2014'te görülen davada 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan sanık A.K.'nin (38) hala tutuklanmamasına tepki gösterdi. Dosyanın Yargıtay'dan dönmediğini belirten M.A., "Tecavüz eden değil de tecavüze uğrayan suçlu gibi. Adalet suçsuz insanların ağlaması mı, hayatlarının mahvolması mı?" dedi.

Tecavüz itirafı dinleyenlerin kanını dondurdu
Olay, 22 Kasım 2009'da meydana geldi. Bir kamu kurumunda müfettiş olan evli ve 3 çocuk babası A.K., dayısının kızı olan M.A.'yı konuşmak için yanına çağırdı. M.A.'yı, sevgilisi L.A. ile olan ilişkisini babasına anlatmakla tehdit eden A.K., genç kızı köylerine yakın bir bölgeye götürdü. A.K., iddiaya göre kum ocağında aracının kapısını kilitleyerek ellerini bağladığı kuzeni M.A.'ya tecavüz etti. M.A.'yı darp ve bıçakla tehdit eden A.K., yaşananları kimseye anlatmamasını, anlatırsa da sevgilisinden bilineceğini söyledi. Eve yüzü kan içerisinde dönen M.A., başından geçenleri bir süre sonra yakınlarına anlattı. Babası ve akrabalarından baskı gören M.A., ancak 4 yıl sonra savcılığa giderek kuzeninden şikâyetçi olabildi.

Şikâyet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, akrabalar tanık olarak dinlendi. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden verilen kurul raporunda M.A.'da uğradığı cinsel saldırı eylemi neticesinde kalıcı ruh sağlığı bozukluğu oluştuğuna mütalaa edildi. A.K. hakkında Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Suçlamaları kabul etmeyen A.K., kuzeni ile 15 dakika aracında konuştuklarını, sonra kendisinin eve gittiğini ileri sürdü. Tutuksuz yargılanan A.K., 2014 yılında 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 8 yıl 4 ay, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
 
'9 YIL GEÇTİ, HALA KABUS GÖRÜYORUM'
 
Dosyanın hala Yargıtay'dan dönmemesi nedeniyle mağdur olduğunu aktaran M.A., kendisine bunları yaşatan kuzeninin cezaevinde olmamasına tepki gösterdi. Hayatının zindana döndüğünü vurgulayan M.A., başından geçenleri gözyaşları içerisinde şöyle anlattı:
 
"2009 yılında halamın oğlu tarafından tecavüze uğradım. Tecavüze uğradıktan sonra yakın akraba olduğu için ve babamdan yediğim dayak yüzünden şikayetçi olamadım. 4 yıl sonra gidip şikâyetçi olabildim. 2014'de davası görüldü 10 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Karar Yargıtay'da hala onanıp gelmedi. Boğazıma bıçak dayamıştı. Boğazımı öyle sıkmıştı ki ellerinin izi çıkmıştı. Avuç avuç saç döküldü. Sürekli kafamı bir yerlere vurdu. Beni öldürüp oraya gömeceğini söyledi, elinden kurtulmam mucizeydi. Dışarıda yürürken sanki anlımda yazıyor, herkes biliyor gibi utanıyorum. Kendimden iğrendim. Yargılamanın uzun sürmesi hayatımı mahvetti. Yalan söylediğim düşünülüyor. Akrabalar beni suçluyor. Babam bana değil, halamın oğluna inanıyor. Bir kişi tecavüze uğramasa, 'uğradım' diyebilir mi? Neden 4 yıl boyunca söylemedim bunu sorguladılar. Hangi kadın bunu kolaylıkla söylebilir ki. Tecavüze uğradıktan sonra tek düşündüğüm yıkanmak, temizlenmekti. Kendimi o kadar pis ve iğrenç hissediyorsun ki, söyleyemiyorsun, inanmayacaklarından korkuyorsun. Ben ağzım burnum dağılmış şekilde bunu söylemek istediğimde bir de babamdan dayak yedim. 9 yıl geçti hala kâbus görüyorum. Nefesin kesiliyor konuşamıyorsun. Ağzından çıkmıyor o cümle. Kabullenmek istemiyorsun, 'rüyaydı' diyorsun. Gerçek olduğunu bile kabullenmek istemiyorsun."
 
'BENİM HAKKIMI KİM SAVUNACAK' 
 
Kendisen tecavüz eden kuzeninin, hiçbir şey olmamış gibi mutlu bir hayat sürdüğünü söyleyen M.A., 'Hapse girecek, herkes suçunu çekecek' dedim. Cezaevine girse de içim, öfkem soğumayacak. Sanki hep suçlu biz mişiz gibi, tecavüz eden değil de tecavüze uğrayan suçlu gibi. İnsanların sana bakış açısı, arkandan konuştukları çok zoruna gidiyor. 9 yıl oldu suçlu benim, o değilmiş gibi yaşıyor. Herkes hayatından memnun, bir çocuğu daha oldu. Mutlu mesut şekilde hayatına devam ediyor. Peki benim hayatım ne oldu, benim hayatım nerede? Benim hakkımı kim savunacak? Nerede adalet?" diye konuştu.
 
'ADALET, SUÇSUZ İNSANLARIN AĞLAMASI MI?'
 
Sevgilisi L.A. ile daha sonra evlendiklerini, ancak onun da kendisine inanmadığını anlatan M.A., yetkililerden yardım istedi. Çok sevdiği eşinin de kendisini 15 gün önce evden attığını belirten M.A., "İlişkimizi babam öğrenmesin diye halamın oğlu ile buluşmaya gitmiştim. L. ile 2016 yılında evlendim. Evlenmeden önce eşim her şeyi biliyordu, bunu bilerek benimle evlendi. Evliliğimizin üçüncü gününden beri sürekli kavga ve tartışma yaşıyorum. Eşim de bana inanmadığını söylüyor, sürekli hakaret ediyor. Tüm bunların hepsi o dönem sevgilim olan, şimdiki eşim yüzünden oldu. Kuzenim tecavüz öncesi tehdit etmişti. Söylediğimde umursamadı. Eşimi çok sevdim, onun için her şeyi yaptım, her zorluğa göğüs gerdim. Tüm süreci bilmesine rağmen bana inanmıyor. Beni evden kovdu, 'defol git' dedi. Evime girip eşyalarımı bile alamıyorum. Bazen düşünüyorum, tecavüze uğradığımı 'niye söyledim, hayatımı iyice kararttım' diyorum. Adalet bu mu diyorsun. Adalet suçsuz insanların ağlaması mı, hayatlarının mahvolması mı? Kimin suçu varsa cezasını çeksin. Kendimi çok çaresiz ve yalnız hissediyorum. Gitmediğim yer, yazmadığım dilekçe kalmadı. Ben artık sesim duyulsun, bana yardım edilsin istiyorum" diye konuştu.
 

GAZETE VATAN
Reklamlar
13 Temmuz 2018
Reklamlar