Hafter Türkiye'yi neden hedef aldı?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Türkiye'ye yönelik küstah tehditler savuran Hafter'in sözlerinin perde arkasını anlattı.

 

Libya'daki barış görüşmelerini hedef alan, illegal milis grubunun lideri Hafter'in Türkiye'ye yönelik tehditlerinin yankısı sürüyor. SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Libya'da yaşanan son gelişmeleri ve Hafter'in küstah tutumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

Hafter'in elinde bulundurduğu bölgenin yabancı vatandaşların yaşamasına uygun olmadığını belirten Kekilli, o bölgenin çatışmalar sonrasında yıkıldığını hatırlattı. Libya'daki Türk vatandaşları için de, meşru hükümetin elinde bulunan bölgelerde herhangi bir sorun yaşanmayacağını kaydeden Kekilli, "Libya hükümeti, Ankara ile ortak hareket ederek gerekli adımları attı, atmaya da devam edecektir" dedi.

HAFTER İLLEGAL BİR DARBECİDEN İBARET

Hafter'in Libya halkını temsil eden meşru bir muhatap olmadığını belirten Kekilli, 2014 Mayıs'ta darbe girişimi başlatmış, Başkanlık Konseyi'ne ve UMH'ye savaş açmış, BM'nin yürüttüğü müzakerenin altını boşaltmış illegal bir darbeciden ibarettir" ifadelerini kullandı. Tehditlerinin sadece elinde bulundurduğu bölgelerde geçerli olabileceğini hatırlatan Kekilli, "Yapılan bu açıklamaların hukuki temeli bulunmamaktadır" dedi.

Hafter'in Bingazi etrafında kontrolü elinde bulundurduğunu hatırlatan Kekilli, "Burada diktatör bir rejim uygulamaktadır. Açıklamalarının, kontrolünü elinde tuttuğu yerde uygulanabilirliği vardır. Ancak sadece Türkiye vatandaşları değil, hiçbir ülkenin vatandaşları o bölgeye gitmemektedir. Büyük oranda yıkılmıştır" diye konuştu.

Trablus'u 48 saat içinde ele geçireceğini iddia ederek saldırı başlatan Hafter, 2 ay geçmesine rağmen hiçbir başarı elde edemediği gibi, son olarak Giryan kentinde de hezimet yaşadı. Hafter'in bu yenilgi sonrasında kendisine "dış düşman" arayışına girdiğini ve Türkiye'yi bu gelişmelerden sorumlu tutmaya çalıştığını kaydeden Kekilli, "Hafter yenilgisini kendi tabanına izah etmek zorunda. Türkiye'yi suçlayarak, olayın bir tarafı göstermeye çalışarak sebep üretmeye çalışıyor"  değerlendirmesinde bulundu.

KAYBETMEYE DEVAM EDECEK

Hafter'in Giryan'da büyük bir hezimet yaşadığını vurgulayan Kekilli şu ifadeleri kullandı:

"4 Nisan'da operasyon başlattığında 48 saat içinde Trablus'un kontrolünü ele geçireceğini söylemişti. 2 ay boyunca ele geçiremedi. Hezimetle çıkarttılar. Bu sefer Trablus'taki meşru aktörler tarafından yenildiğini kabullenmeyerek Türkiye'yi suçlayarak kendisine bir dış düşman bulma gayretinde. Giryan yenilgisiyle Hafter'in Libya'yı askeri olarak kontrol altına alamayacağı açıkça ortaya çıktı. Gün geçtikçe gerileyecek. Önümüzdeki 3 ayda mevzi kaybetmeye devam edecek.

Dolayısıyla bu yenilgilerini bir biçimde kendi tabanına izah etmek için Türkiye'yi suçlayarak, Türkiye'yi bu olayın bir tarafı göstermeye çalışarak bir sebep üretmeye çalışıyor. Ama Türkiye Libya'da çatışmanın tarafı değildir. Hafter, Libya halkını temsil hakkı olmayan illegal bir milis lideridir, Türkiye devletinin muhatabı Trablus'taki meşru aktörlerdir.

ARKASINDA BAE VE İSRAİL VAR

Hafter'e askeri operasyonları yapması için askeri, lojistik ve maddi desteğin Birleşik Arap Emirlikleri'nden geldiğini belirten Kekilli, bölgedeki dengelere dair şu değerlendirmeyi yaptı:

"Krizin sebebi BAE'nin Hafter üzerinden Libya'ya müdahale etmesinin sebebidir. BAE'yi buna teşvik eden de İsrail'dir. İsrail Arap dünyasında kendi hedefleriyle uyumlu bir siyasal yapı hedeflemektedir ve kendisiyle aynı stratejik vizyona sahip BAE'yi teşvik etmekedir."

YENİ AKİT