Auto-Created-3
10 Ekim 2018 ( 295 izlenme )
Reklamlar

Günahkar müminlerin cehennemde bir süre kaldıktan sonra çıkacaklarına dair ayet var mıdır?

Günahkar müminlerin cehennemde bir süre kaldıktan sonra çıkacaklarına dair ayet var mıdır?

Hûd suresinin 107 ve 108'inci ayetlerinde "ebedi kalacaklardır" ifadelerinden sonra "Ancak Rabbinin dilemesi başka." denilmesinin hikmeti nedir? Eğer Rabbimiz dilerse ebedi kalmamıza istisna tanıyabilecek midir?
Hud suresi 107. ve 108. ayette cennet ve cehennem ehlinden bahsederken "Rabbinin dilemesi başka." ifadesiyle ne anlatılmak istenilmiştir?
Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz, sözü doğru mu?
Mutlu olanlar ise cennettedirler. Senin Rabbinin dilemesi hariç gökler ve yer durdukça orada ebedî kalacaklardır. Kesintisi olmayan bir ihsan içinde olacaklardır. (Hud 108) Bu ayeti açıklar mısınız?
Ahiret Hayatının, Cennet ve Cehennemin Ebedi (Sonsuz) Oluşunu Ayetlerle Açıklar mısnız?
Cennet ve cehennemin ebedi olmadığı ve bir süre sonrahaşa Allah'ın sıkılıp cenneti ve cehennemi yok edeceğini, iddia edenlere karşı nasıl cevap vermeliyiz?
CEHMİYYE
Cehennemde bulunan bir mümin, orada ne kadar kalacağını bilecek mi?
Nisa Suresi 48. ayette, "Allah dilediği kimselerin günahlarını bağışlar." denilmektedir. Allah'ın diledikleri kimlerdir?
Cehennemden çıkış var mıdır? Günah işleyen müminler cehennemde ebedi mi kalacak, yoksa cezaları bittikten sonra cennete girebilecekler mi?
Hud Suresi, Ayet 105 108:

105. 0 gün geldiğinde Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu.

106. Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onlar her nefeste acıdan inleyip feryat ederler. 

107. Rabbinin dilediği hariç onlar, gökler ve yer durdukça o ateşte ebedî kalacaklardır. Rabbin gerçekten istediğini yapar. 

108. Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada bir lütuf olarak ebedî kalacaklardır. 

İlgili Ayetlerin Açıklaması: 

Bu âyetler, 103. âyetin "O gün bütün insanların bir araya toplandığı gündür" mealindeki bölümünü açıklayıcı mahiyette olup mahşerde toplanacak olan insanların dünyadaki iman ve amellerine göre oradaki durumlarının ne olacağını, varıp kalacakları yerleri haber vererek o günün dehşetini tasvir etmektedir. Âyetlerin, putperest kavimlerin kıssalarının ardından gelmiş olması dikkate alındığında 105. âyetin putların Allah katında kendileri için şefaatçi olacağına inanan kimselere hitap ettiği anlaşılırsa da âyette genel olarak şefaatçilere güvenip de günahtan sakınmayan kimselerin uyarıldığını söylemek daha uygun olur. Zira o yüce mahkemede Allah'ın izni olmadan ne peygamber, ne evliya, ne melek ne de başka bir güç şefaat edip söz söyleyebilir. (Tâhâ, 20/109; Nebe' 78/38) İnsanlar, dünyadaki iman ve amellerine göre âhirette bedbahtlar ve mutlular olmak üzere iki gruba ayrılacaklardır. 106. âyette dünyada inkarcılıkta ısrar eden bedbahtların âhirette cehennem ateşiyle cezalandırılacakları, 108. âyette ise mutluların yani müminlerin cennet nimetleriyle ödüllendirilecekleri ifade edilmiştir.

107. âyette geçen ve "gökler ve yer durdukça" şeklinde çevirileri ifadeyi müfessirler iki şekilde yorumlamışlardır:

a) Bu cümle Arap dilinde mecazi anlamda sonsuzluğu ifade etmek için kullanılır. Buna göre âyet bedbahtların cehennemde ebedî olarak kalacaklarını göstermektedir.

b) "Âhiretteki gökler ve yer durdukça" demektir. Âhiret sonsuz olduğuna göre bedbahtlar da cehennemde sonsuz olarak kalacaklardır. (Ahiretteki gökler ve yer için bk. İbrahim 14/48)

"Rabbinin dilediği hariç" istisnası ile ilgili olarak da müfessirler farklı yorumlarda bulunmuşlardır. 

a) "Allah dilediği takdirde bu ebedîliği bir süre sonra sona erdirecek" demektir. Bu durum cehennemin de sonlu olacağını hatıra getirmektedir.

b) Allah dilediği kimseleri orada ebedî kalmaktan kurtaracaktır. Bu da bazı müşrik ve inkarcıların cehennemde ebedî kalmaktan kurtulacağı ihtimalini hatıra getirmektedir. (krş. En'âm, 6/128) Şüphesiz ki Allah istediğini yapma gücüne sahiptir; O'nun için hiçbir engel söz konusu değildir; ancak müşrik ve inkarcıları affetmeyeceğini, bunların ebedî olarak cehennemde kalacağını açıkça bildirmiştir. (Nisa, 4/14,116)

c) Başka bir yoruma göre ise bedbahtlar, günahkâr müminler ve inkarcılar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu istisna müşrik ve inkarcıları değil günahkâr müminleri ifade eder. Bunlar belli bir süre cehennemde kaldıktan sonra yüce Allah bunları oradan çıkartıp cennete yerleştirecek, inkarcı bedbahtlar ise ebedî olarak cehennemde kalacaklardır. Bu yorum daha tutarlı görünmektedir. Çünkü müminlerin ebedî olarak cennette, inkarcıların ise ebedî olarak cehennemde kalacaklarını açıkça İfade eden âyetler vardır. (bk, Mâide 5/119; Cin 72/23; bu istisna ile ilgili diğer görüşler için bk. Şevkânî, II, 500)

Mutlu olanlara gelince bunlar da sonsuz olarak cennette yaşayacaklardır, "Rabbinin dilediği hariç" istisnası bunlar hakkında da mevcuttur; ancak âyetin son cümlesi cennet nimetlerinin kesintisiz olduğunu ve cennete girenlerin oradan çıkarılmayacağını göstermektedir. Bu takdirde istisnanın anlamı nedir?

İbn Âşûr'a göre bu istisna iki anlamda yorumlanabilir: 

1. Tövbe etmeden âhirete giden müminler bir süre cehennemde kaldıktan sonra Allah merhameti gereği onları bir sebep ve hikmetle affeder ve cennete koyar. Bunlara "cennetteki cehennemlikler" denilir.

2. Bu istisnadan maksat Allah'ın lütuf ve rahmetinin bir tecellisi olan nimetlerin "ödenmesi gereken şeyler" şeklinde anlaşılmasını önlemektir.

Bazı müfessirlerse bu istisnayı, "Allah onlara başka bir mükâfat bahşetmeyi istemedikçe" şeklinde yorumlamışlardır. "Allah insanın önünde yeni bir sahne, daha yüksek bir evre açmadıkça (cennette sonsuz olarak kalacaklardır)" şeklinde yorumlayanlar da vardır. (Esed, 447; bk Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu, ilgili ayetlerin tefsiri

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yerli olarak geliştirildi! Dışa bağımlılık bitti Rus casus yakalandı Hamle işe yaradı! Seydioğlu Baklavaları markası hakkında önemli karar!